29.07.2007 tarihinde, yani 28 Kasım 2007 tarihinden önce, ikisi komşu bile olmayan 4 parseli kapsayacak şekilde oluşturulmuş bir site sönetimi, tapuya tescilli olmayan bir yönetim planının bir maddesini dayanak yaparak ek ödeme telebetmektedir.
(Yönetim planı geçerli değildir, bu yönetim planına göre oluşturulmuş site yönetimi muazaalıdır, bütçeleri ve ek ödeme gibi talepleri de yasal değildir.)
1) Böyle bir yönetim, bir avukat vasıtasıyla, sadece taahhütlü olarak, doğrudan (Noter kanalı ile değil), sözkonusu ek ödemeyi ödemeyenler için icra takibi başlatacağını, ödemeyenlerin suyunu keseceğini bildiren bir ihtarname göndermiştir. Böyle bir ihtarnamenin hukuken geçerliliği var mıdır? Böyle bir ihtarnameye cevap verilmesi gerekir mi?
Böyle bir yönetim kısmını çıkarıyoruz. Bir yönetim olarak değiştiriyoruz. Ve soruya öyle cevap veriyoruz. Noterden gönderilmeyen ancak iadeli taahhütlü mektpla gönderilen ihtarnamenin geçerliliği vardır. Böyle bir ihatarnameye cevap verilmesi gerekir.
2) Her şeye rağmen cevap verilecekse, bu gibi bir ihtarnameye verilecek cevabın noter aracılığı ile gönderilmesi şart mıdır? Değilse iadeli taahhütlü göndermek de süresi içersinde cevap verildiğine ilişkin bir belge oluşturmuş olur mu? Bunun da hukuki dayanakları nelerdir?
Vereceğiniz cevaplar için şimdiden teşekkürlerimi arz ediyorum.
Cevabın iadeli taahhütlü olarak gönderilmesi mümkündür. Ancak ileride yapılması ihtimali kuvvetli olan icra takibine karşı itirazın daha kuvvetli olması bakımından noter kanalı ile gönderilmesi daha yararlı olacaktır.
Söylediğim konulaın hukuki dayanakları Kat Mülkiyeti Kanunu içindedir. Sadece bağımsız bölümün devri mecburiyeti ile hakim müdahalesini içeren konularda noter koşulu vardır. (Konular derken ihtarname konularını kastediyorum)
Alacakların takibi için böyle bir zornluluk yoktur. Olsa daha iyi olur ancak hukuki anlamda bir fark olmayacaktır. Neticede noter masrafından kaçınmak için yönetimler önce iadeli mekubu sonra eğer olay mahkeme aşamasına daha yakın ise noter kanalını tercih ederler.
Biz binalarımızda önce iadeli taahhüt , sonra noter kanalını tercih ediyoruz.
Ancak noter mutlaka demiyorum. Yukarıda yazdığım iki husus dışında kat mülkiyeti kanunu ilamsız icra takibine ve ispat için de iadeli mektuba dayanır.
Ancak "haklı olan malik" için yönetime karşı ihtarların noter kanalı ile yapılmasında fayda vardır. Çünkü mahkemeler Kat Mülkiyeti Kanunu konularını daha çok yeter sayı ve çoğunluk hükümlerine göre sonuçlandırırlar. Burada maliki daha yalnız kabul etmek lazım. Ne kadar ispat varsa o denli güçlenecektir.
"Deli dumrul Yönetim!)"