Ozan Bey,
Çok uzun olmaması için mümkün olduğu kadar kısaltmaya çalıştım. Bir hata yok, eksiklikler olabilir; ancak, yazdıklarım tamamen doğrudur. Umarım, aşağıdaki ayrıntılar cevaplarınıza ışık tutacaktır.Şöyle ki;
20o9 yılı itibarıyla kendisi ve ailesinin gerek bazı şahıslara karşı "25 senelik görev süresi zarfında" sık sık sataşma (oğlunun tek başına yaşayan bir kat malikinin sorduğu soruya karşılık kapısını yumruklaması, bana küfür edilmesi, bazı daire sakinlerinin çöplerini almaması, geciktirmesi) ve küstahça tavırlar sergilemesinden, maliklerin taleplerini yerine getirmemesi, gerekse emeklilik süresinin dolmasından ötürü emekliliğine; benim de içinde bulunduğum yönetim kurulu olarak, maliklerle yapılan olağanüstü toplantı yoluyla ve "oy çokluğuyla" karar verilmiştir. Demek istediğim, emekliliği zaten dolmuştu ve gerekli işlemler için başvuruda bulunulmuştu. hakkında daha önce de "bir kaç kez, işten çıkarılması talebiyle", "çeşitli kat malikleri tarafından" olağanüstü toplantı kararı aldırılmış; ancak, ekmeğiyle oynanmaması babında, işine iadesine karar verilmişti. Olayın özeti budur.
Soru 1: İşten çıkarılan veya emekli edilen bir kişi hakkında yıllık genel kurul toplantısında nasıl "tekrar" görevine devamı yönünde karar alınabilir, bu mümkün müdür? mahkemeye müracaat hakkı, zaman aşımı da olsa, baki midir, sormak istediğim buydu.
İkinci husus ise; kıdem tazminatı ve diğer tazminatı da dahil olmak üzere, "bütün hukuki hakları (sorularımıza cevap alamadığımız için diğerlerini bilmiyorum) emekli edilirken kendisine takdim edildiği ve hakkındaki emeklilik kararına rağmen", BİNAYI TERK ETMEMİŞ olup, GÖREVİNE DEVAM ETMEKTEDİR. Sorun buradadır. Kısaca, kendisini müdafaa etmekte olan eski yönetici ve birkaç kişi tarafından kendisine açık çek verilmektedir. Diğer daire sakinleri kendisinden ciddi şekilde şikayetçidirler. Ayrıca, "hakkıdır" dediğiniz şeyler, zaten veriliyor, sigortası da ödeniyor. Bunun dışındakileri maalesef takip edemiyorum; çünkü,kimse bir şey bilmiyor. Kaldı ki, yazdığınız yasal hakların ne kendisi, ne eski , ne de yeni yönetici tarafından bilindiğinden emin değilim. Ben,"bir çalışanın hakları" derken, yüzde elli oranı yasal olmasına rağmen, normal bir görevlinin bütün giderlerinin tamamı tarafımızdan karşılanıyor, demek istemiştim. zira, böyle olması yönünde, sanırım kendi açık dayatması var. Anlayacağınız; hem binayı terk etmiyor, hem de yetmiyormuş gibi, bütün giderleri ile senede tek maaş ikramiyesi olmazsa, çalışmayacağını bildiriyor. Oturduğu yer ise, kapıcı dairesi değil maalesef. Bina yönetiminin sonradan yaptırdığı, iki odalı bir alan. Bunun kira bedeli nasıl hesaplanır ve hangi kıdemle çarpılır, anlayamadım. Bu ödenek de kendisine verilecek mi? Yıllık izin meselesine gelince; bir aylık yıllık iznini her sene kullanır ve sanırım, başka yerde de çalışıyor; aradığımızda yerinde olduğunu görmedik. yönetimden sürekli olarak izin aldığı, bizzat yöneticinin kendisi tarafından tarafımıza bildirilmiştir.
Soru 2: Mahkemeye başvurulmak suretiyle, alınan kararların yasal şekle uygun hale getirilmesinin ve kendisinin emekli edildiği halde işine iadesi yönündeki kararın bozdurulması talebi mümkün mü? Binamızdaki hukukçular, mümkün olduğunu söylüyorlar.
Üçüncü ve son husus da, yöneticinin de görevlerini aksatması, önemli talepleri yerine getirmemesi, defterleri denetime göndermemesidir. Kendisi bu hususta müteaddit def'alar, yine bazı sakinler tarafından ikaz edilmiş ve toplantılarda bu sorun her seferinde gündeme getirilmiştir. Sözgelimi; binada yaşadığım on altı sene boyunca her zaman şahit olduğum, ortak giderleri ödememekte direnen birkaç kişi hakkında yasal sürecin başlatılmamasına bir türlü yanaşmamaktadır. Binadan ayrılan bazı şahısların ödemelerini yapıp yapmadıklarını bilmiyoruz; sorduğumuzda, "ödediler" cevabını alıyoruz. 2.700 liralık borçlardan bahsediliyor; makbuzunu soruyoruz, sert karşılıklar veriyor, kapısını çalanlara kızıyor. Kısaca; komşuluk adına elimizden geleni yapmamıza rağmen, sürekli olarak itiraz alıyorsak, bir nedeni olması gerektiğini düşünüyoruz. Yoksa maksat, özel olarak birileriyle kötü olmak değil.
Soru 3: Bu noktadaki sorum da şu: Dışarıdan yönetici atanmasını isteyenler olduğu kadar, istemeyenler de var. "Yeni yönetim kurulu toplantısında bu konu ve görevli seçimi konusundaki oylamada oyumuzu yazılı olarak ifade edip, herhangi bir malike yazılı olarak vekalet vermemiz mümkün mü?" demiştim, cevabımı aldım, teşekkür ederim.
Son sorum: a)Denetim raporları olmadan karar defteri nasıl imzalanır? İmzalanmama hakkı söz konusu olabilir mi? b) Bir de; kendisine vekalet verilen kişinin, elindeki vekaletlerin 1/3'ü oranında oy kullanabilme hakkı olduğunu biliyorum. Her biri için ayrı ayrı mı oy kullanacak, bunu nasıl idare edeceğiz, merak ediyoruz.
Teşekkürler ve Saygılar...