Katmulkiyeti

Sorunuzla İlgili Cevaba Ulaşmak İçin

Sayın Üyelerimiz, 
Biraz sonra soracağınız sorulara benzer bir çok soru www.KatMulkiyeti.Com içinde yanıtlanmış olabilir.
Lütfen beklememeniz adına sorunuz ile ilgili daha önce verilen cevaplar arasında küçük bir araştırma yapınız.
Arama sayfasına ulaşmak için ! BURAYA , ASAGIDAKI LINKE veya RESME TIKLAYINIZ !!! 
http://katmulkiyeti.com/index.php?action=search

"Kelime(ler)" : bölümüne sorunuz ile ilgili en fazla 1-2 kelime yazınız. Çıkan sonuçları inceleyiniz , sorunuzu bulamaz iseniz aynı konu içinde sorunuzu sorabilirsiniz.


Arama Sayfasına Ulaşmak İçin Tıklayınız!

"Arama Sayfasına Ulaşmak İçin Resme Tıklayınız!"

KAT MÜLKİYETİNİN MECBURİ DEVRİ -18. Hukuk Dairesi 1996/8046 E., 1996/9435 K.

Başlatan Ozan ÖZEN - KatMulkiyeti.Com, Nisan 22, 2013, 10:23:50 ÖS

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

18. Hukuk Dairesi 1996/8046 E., 1996/9435 K.
  KAT MÜLKİYETİNİN MECBURİ DEVRİ

Dava dilekçesinde Kat Mülkiyeti Kanununun 25. maddesine göre bağımsız
bölümün devri istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm
davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.



Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki
bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici
sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine
göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
Kat Mülkiyeti Kanununun 25. maddesine göre açılmış bulunan, davalıya
ait bağımsız bölümlerin devrine ilişkin dava mahkemece icra takiplerine konu
olan borçların ödenmiş olduğu gerekçesi ile reddedilmiş ise de, sözü edilen
takiplere ait dosyalar bu dosya içerisine konulmadığı gibi 4.4.1996 tarihli
oturumda okunduğu bildirilen icra takip dosyalarındaki sonuçlar belirlenip
tutanağa geçirilmediğinden davalının tüm borçlarının ödendiği
belgelendirilmemiştir. Davacılar, ayrıca Şişli 2. İcra Müdürlüğünün 1995/2517
sayılı takip dosyasındaki borcunun ödenmediğini de bildirmişlerdir.
Mahkemece, takip konusu edilen ortak giderlerin tahsiline ilişkin icra
dosyaları getirtilip her birindeki ödemenin tam olarak yapılıp yapılmadığı
saptanmadan bu gerekçeye dayanarak davanın reddi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı
şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde
olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.10.1996 gününde
oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI:

Dava, Kat Mülkiyeti Kanununun "kat mülkiyetinin devri mecburiyetini
düzenleyen 25. maddesinde, "çekilmezlik hali" olarak kabul edilen 3.
fıkrasının (a) bendine dayalı, davalıya ait bağımsız bölümün devri istemine
ilişkindir. Sözü edilen (a) bendi, ortak giderlerden ve avanstan kendisine
düşen borçları ödemediği için hakkında iki takvim yılı içinde üç defa icra ve
veya dava takibi yapılmasına sebep olunmasını, bağımsız bölümün diğer
bağımsız bölüm maliklerine devrini öngörmektedir.
Sayın çoğunluk kararında, Kat Mülkiyeti Kanununun 25. maddesinin (a)
bendinde yer alan, ortak giderlerden veya avanstan kendisine düşen borçları
ödemediği için hakkında iki takvim yılı içinde üç defa icra veya dava takibi
yapılmasına sebep olan kat maliki aleyhine, bağımsız bölümün devri istemiyle
dava açılmasından sonra borcun ödenmesi halinde de davanın düşeceği olgusu
benimsenerek mahkemece bu yöndeki tahkikatın ikmali istenmiştir.
Kat Mülkiyeti, müşterek mülkiyetin özel bir türü olup esasları, Medeni
Kanunun 623 ve sonra gelen maddelerine dayalıdır. Bu tür mülkiyetin
niteliğini dikkate alan Kanun koyucu, paydaşlar arasındaki ilişkiyi
düzenlemek ihtiyacını hissetmiş, bir kısım paydaşların tutum ve davranışları
ile bu mülkiyet hakkından gereği gibi yararlanmalarını engellemelerine izin
vermemiştir. Nitekim 14.11.1990 gün ve 3678 sayılı Kanunla getirilen Medeni
Kanunun 626/a maddesi, kendi tutum ve davarınışları veya malın kullanılmasını
bıraktığı yada fiillerinden sorumlu olduğu kişilerin tutum ve davranışlarıyla
diğer hissedarların tümüne veya bir kısmına karşı olup, yükümlülüklerini ağır
surette ihlal eden hissedar, bu yüzden onlar için müşterek mülkiyet
ilişkisini çekilmez hale getirmişse mahkeme kararıyla hissedarlıktan
çıkarılabileceğini ve hissesinin diğer paydaşlar adına tescilini öngörmüştür.
İşte, müşterek mülkiyetin özel bir türünü (tamamlanmış bir yapının
bölümlerinden ayrı ayrı ve başlı başına kullanılmaya elverişli olanlar
üzerinde bağımsız mülkiyet haklarını veren) düzenleyen Kat Mülkiyeti
Kanununun 25. maddesi de, az önce sözü edilen Medeni Kanun hükmüne benzer bir
hükmü sevketmiş, kendisine düşen borçlar ve yükümlülükleri yerine getirmemek
süretiyle diğer kat maliklerinin haklarını, onlar için çekilmez hale
getirecek derecede ihlal eden bağımsız bölüm malikinin, müstakil bağımsız
bölüm üzerindeki mülkiyet hakkının diğer kat maliklerine devrini öngörmüştür.
Maddenin devamında, her halde, "çekilmez" olan haller sıralanmış; ortak
giderleri ödememekte ve hakimin emirlerine rağmen komşularının haklarını
ihlal etmekte direnenler ile bağımsız bölümünü randevuevi ve benzeri ahlak ve
adaba aykırı olarak kullanan kat malikinin, diğer kat malikleri haklarını,
onlar için çekilmez hale getirmiş olacağını kabul etmiştir.
Bu yasa hükümlerinden anlaşılacağı gibi, müşterek mülkiyet
rejimlerinde payın ya da bağımsız bölümün, diğer paydaşlara devri
mecburiyeti, ihmal edilen ya da kasten gözardı edilen yükümlülüklerin yerine
getirilmesini (borcun ödenmesi, hakimin kararına uyulması, randevuevi
faaliyetine son verilmesi) sağlamak amacına yönelik değildir. Bu
düzenlemelerin amacı, yükümlülükleri yerine getirmemekte ısrar eden kat
malikinin, bundan sonra da aynı davranışlarına devam edeceği kabul edilerek
onu müşterek mülkiyetten çıkarmaktır. Önümüzdeki davada olduğu gibi, ortak
giderleri ödememekte direnen kat malikinin, ancak hakkında icra takibine
girişilmesi ve itiraz üzerine verilen itirazın iptaline dair mahkeme
kararının ancak icraen infazı sonucu giderlerinin kendisinden tahsili halinde
davanın düşeceğini kabul etmek, bu yasa hükmünü ve yaptırımını, borcun
tahsiline yönelik bir önleme indirgemek olur ki, yasa koyucunun böyle bir
amacı olmadığı açıktır. Çünkü yasa koyucu 22. maddede, müşterek malik
olmadığı halde kiracıyı dahi bu borçtan müteselsilen sorumlu tutmuş, ayrıca,
diğer kat malikleri lehine ipotek hakkının tescilini hükme bağlamış, 20.
maddede gecikme tazminatına yer vermiştir. O halde 25. maddedeki tüm koşullar
gerçekleşmiş iken, borcun ödenmesi halinde davanın düşmesine karar vermek
yanlıştır.
Sözü edilen 25. maddenin son fıkrasında "Bu maddedeki dava hakkı,
sebebinin öğrenilmesi tarihinden başlıyarak 6 ay ve her halde, dava hakkının
doğumundan başlıyarak 5 yıl içinde kullanılmazsa ve dava sebebi de ortadan
kalkmışsa düşer." hükmü yer almaktadır. Bu hüküm dava hakkını, süre yönünden
düzenlemektedir. Örneğin, (a) bendinde yer alan iki takvim yılı içinde üç
defa icra veya dava takibi halinde dava hakkı üçüncü takip veya dava
tarihinden itibaren 6 ay içinde kullanılmaz ise artık bu takip ve davalara
dayanılarak bağımsız bölümün devri davası açılamaz. Ancak, yasa koyucu buna
(dava hakkının düşmesine) bir koşul daha getirmiştir. O da dava sebebinin
ortadan kalkmış olması halidir. Yani 6 ay geçmiş olmasına rağmen borç yine
ödenmemiş olursa, 6 aylık sürenin geçmiş olması dava açılmasına engel olmaz.
Ancak, son takip ve davadan itibaren 6 ay geçmiş ve bu süre içinde borç
ödenmiş ise artık bunlara dayanılarak dava açılamaz.
Yukarıda belirtilen olumlu ve olumsuz koşullar gerçekleştikten sonra,
borcun ödenmiş olması, bağımsız bölümün devri için açılan bu davayı
etkilemez. Çünkü bu dava borcun ödenmesini sağlamaya yönelik değildir. Dava
açma koşulu, dava açılmadan önce gerçekleşmiş olması gereken haldir. Bu halin
gerçekleşmesi ile istenebilecek duruma gelen bir hakkın kazanılması için dava
açıldıktan sonra, davanın düşmesi veya konusuz kalması ancak davayla istenen
şeyin verilmesi ile mümkün olur. Dava alacağın tahsiline dair değil, bağımsız
bölümün devrine ilişkindir. Bu nedenle, 25. maddenin son fıkrasının, borcun
ödenmesiyle bağımsız bölümün devri davasının ortadan kalkacağı şeklinde
yorumlanması, yasanın ne lafzına ne de amacına uygundur. Altı ay geçmiş ve
dava sebebi (borcun ödenmemiş olması) ortadan kalkmış ise, dava hakkının
düşmesi, artık dava açılamayacağı anlamındadır. Bunu, bu davadan sonra da
ödense dava düşer anlamında yorumlamak yanlıştır.
Yasanın 25. maddesi ile Medeni Kanunun 626/a maddesinde düzenlenen
ortak mülkiyetteki payın devri mecburiyeti, malikin yasa ile yüklendiği
görevleri yerine getirmemek, diğer paydaşların mülkiyet haklarını tam olarak
kullanmalarına engel olmak ve bu suretle paydaşların haklarını onlar için
çekilmez hale gelecek derecede ihlal etmek halinde ancak mümkün olduğu için
böyle bir uygulama davalının mülkiyet hakkının ihlali olarak da kabul
edilemez.
Mahkeme kararının yukarıdaki nedenlerle bozulması gerektiği, ödemenin
bu aşamada dava sonucuna etkili olamayacağı görüşüyle çoğunluk kararına
karşıyız.

Başkan Üye

Linkback: KAT MÜLKİYETİNİN MECBURİ DEVRİ -18. Hukuk Dairesi 1996/8046 E., 1996/9435 K.


Forum'da Daha Önce Verilen Cevaplar İle İlgili Küçük Bir Araştırma Yapınız. Özel mesajların kamuya faydası yoktur! Arama için Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor Üye ol Veya Giriş Yap

traffic.gif
  • Gösterim 6,085 
  • Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
  • 0 Yanıtlar


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter Paylaş whatsapp

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Katmulkiyeti.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Katmulkiyeti.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz
sag taraf reklam alanı
sol taraf reklam alanı