Katmulkiyeti

Sorunuzla İlgili Cevaba Ulaşmak İçin

Sayın Üyelerimiz, 
Biraz sonra soracağınız sorulara benzer bir çok soru www.KatMulkiyeti.Com içinde yanıtlanmış olabilir.
Lütfen beklememeniz adına sorunuz ile ilgili daha önce verilen cevaplar arasında küçük bir araştırma yapınız.
Arama sayfasına ulaşmak için ! BURAYA , ASAGIDAKI LINKE veya RESME TIKLAYINIZ !!! 
http://katmulkiyeti.com/index.php?action=search

"Kelime(ler)" : bölümüne sorunuz ile ilgili en fazla 1-2 kelime yazınız. Çıkan sonuçları inceleyiniz , sorunuzu bulamaz iseniz aynı konu içinde sorunuzu sorabilirsiniz.


Arama Sayfasına Ulaşmak İçin Tıklayınız!

"Arama Sayfasına Ulaşmak İçin Resme Tıklayınız!"

5912 SAYILI KMK 'da DEGİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TASARISI ve MECLİS GÖR

Başlatan Ozan ÖZEN - KatMulkiyeti.Com, Temmuz 09, 2009, 11:41:35 ÖÖ

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurul Tutanağı
23. Dönem 3. Yasama Yılı
108. Birleşim 23/Haziran/2009 Salı

İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.53
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Fatma SALMAN KOTAN (Ağrı)
-----0-----
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 108'inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Alınan karar gereğince sözlü soru önergeleri ve diğer denetim konularını görüşmüyor, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.
1'nci sırada yer alan, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
1.Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2'nci sıraya alınan, Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Adalet Komisyonları raporlarının görüşmelerine başlayacağız.
Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Adalet Komisyonları Raporları (1/717) (S. Sayısı: 409) (x)
BAŞKAN - Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon raporu 409 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde, Demokratik Toplum Partisi Grubu adına Hamit Geylani, Hakkâri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Osman Ertuğrul, Aksaray; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Ali Rıza Öztürk, Mersin milletvekilleri.
26

Şahısları adına, Ahmet Aydın, Ahmet Gökhan Sarıçam, Azize Sibel Gönül, Suat Kılıç, Ramazan Başak, Gülşen Orhan.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Aksaray Milletvekili Osman Ertuğrul.
Buyurun Sayın Ertuğrul (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA OSMAN ERTUGRUL (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 409 sıra sayılı Kat Mülkiyeti Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı'nı görüşmek üzere Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyor, yüce Meclisimize çalışmalarında başarılar diliyorum.
Kanun Tasarısı ile ilgili konuşmama başlamadan önce, Kerkük'ün güneyinde Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı bölgedeki Türkmen kardeşlerimize yapılan kalleşçe saldırı sonucu 80'e yakın kardeşimizin öldüğü, 200'e yakın Türkmen kardeşimizin de yaralandığı patlamayı esefle kınıyor, oradaki kardeşlerimizin acılarını paylaşıyoruz.
Iraklı grupların açıkça ve kararlı bir şekilde uyarılmaları artık kaçınılmaz bir mecburiyet hâline gelmiştir. Irak'taki Türkmen varlığını yok etmeye, esir almaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Anadolu Türklüğü buna kesinlikle rıza göstermeyecektir. Hükûmetimizi bu konularda daha duyarlı ve Irak hükûmetine karşı daha da dik durmaya davet ediyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; malumunuz üzere, şehirlerdeki iş imkânlarının kırsala göre daha çok oluşu sebebiyle, şehir nüfusunun artması, şehirlerdeki arsa fiyatlarının yüksek olması, güvenlik ve bunun gibi başkaca sebepler yüzünden şehirlerdeki yapılaşma yataydan dikeye dönüşmüştür. Yaşadığımız yerler tek parsel, tek yapıdan apartmanlara, apartmanlardan bloklara, bloklardan ise sitelere dönüşmüştür.
Burada üzerinde durmak istediğim bir başka konu, vatandaş veya müteahhitler konut yapacak olduklarında o kadar karmaşık ve uzun bir mevzuat ile karşılaşıyorlar ki, asıl buna çare bulmamız gerekmektedir. Bunun içindir ki bu yasanın 3194 sayılı İmar Kanunu ile birlikte ele alınması çok daha uygun olacaktır. Yoksa, ileride, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası tekrar önümüze gelecektir.
Sayın Bayındırlık Bakanımızdan isteğimiz, bürokratlarının İmar ve Kat Mülkiyeti Kanunu üzerinde tekrar ciddi bir çalışma yaparak gözden geçirilmesidir.
Bir inşaatın yapım aşamasında arsa belirlendikten sonra inşaat yapım ruhsatı, uygulama projesi, kat irtifakı, yapı kullanma belgesi, kat mülkiyeti işlemleri yapılır ve en son tapu alınarak işlemler tamamlanır ve vatandaş konut sahibi olur.
Yukarıda özetlemeye çalıştığım aşamalar aslında sanıldığı kadar kolay değildir, bir yığın bürokratik aşamadır. Kontrol tabii ki olacaktır ancak mevzuatın daha kolay ve yürütülebilir hâle getirilmesi de şarttır.
Vatandaşlarımızın sıkıntı duydukları bir başka konu ise… Gerek inşaata başlamadan gerekse inşaat aşamasında, yapı bitmeden müteahhitlerin satış yapma yetkisi vardır. Vatandaşımız bu safhalarda da müteahhitlerden konut satın almaktadır, ola ki bitirilemeyen inşaat sebebiyle de zaman zaman mağdur olmaktadır ya da iskânı alınmamış binalara oturarak müteahhidin inşaat sırasında kullandığı ve çoğu zaman tutarları oldukça yüksek olan birikmiş elektrik ve su gibi giderlerinden de sorumlu tutulmaktadır.
Vatandaşın derdi bir an önce konuta oturmaktır ancak kanunlarımızın yeterli olmayışı nedeniyle, yeterli derecede de bilgi sahibi olamayan konut sahibi veya bina sahiplerini müteahhitlerin, kooperatif yönetimlerinin veya site yönetimlerinin inisiyatifine bırakarak mağdur etmektedir. Bu yönde de gerekli çözümler en kısa zamanda alınmalı ve çaresi bulunmalıdır. Mesela, kat karşılığı bir müteahhit ile anlaşan bir arsa sahibi, noterden yapacağı inşaat sözleşmesini mutlaka yetki verdiği bir avukat nezaretinde yapmalıdır. Bu, zorunlu hâle getirilmelidir. Hayatında ilk defa sözleşme yapan birçok arsa sahibi müteahhitlerin inisiyatifine terk edilmemelidir. Buralardaki yaşamı düzenleyen bir yasanın gerekliliği ve bu yasanın da günümüz şartlarına göre düzenlenmesi gerekmektedir. Bundan hareketle, bu Meclis 14/11/2007 tarihinde Kat Mülkiyeti Kanunu'muzda aksayan ve hüküm bulunmayan hususlar üzerinde birtakım değişiklikler yapmıştır. Ne var ki yapılan ve yasallaşan bu değişikliklerin uygulanması pek de kolay olmamıştır ki, şimdi bizler söz konusu Kanun üzerinde yeniden uğraşmaktayız.
Milliyetçi Hareket Partisi muhalefet partisi olarak önümüze gelen önerileri, teklifleri ve yasaları doğru ve faydalı bulduğumuz oranda destek olduğumuzu, bunların içinde de eksik ve yanlışlıklar var ise uyarıda bulunduğumuzu, bu uyarılarımızın dikkate alınmasını beklemekteyiz. Bu Kanun bize bir kez daha göstermiştir ki, oy çokluğuna güvenip acele edilerek gerekli araştırma ve bilgiler olgunlaştırılmadan çıkarılacak yasaların ömrü kısa olmaktadır. Hükûmet milletvekillerini bu konularda daha duyarlı olmaya davet ediyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2007 Kasım ayında yapılan kanun değişikliğinde Hükûmetin amacı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun aksayan, hüküm bulunmayan, hükmün bulunmayan yerlerinin tadili ve ıslahıydı. Ancak aradan 1,5 yılda tadil edilen ve yeni eklenen yerlerden istenilen verim alınamamış, belediyelerde ve tapu dairelerinde yığılmalar olmuştur. Halbuki bir kanun tasarısı yasallaştığında ne gibi aksaklıkların olabileceğinin zamanında öngörülmesi gerekirdi. Yasanın altyapısı hazırlanırken 1,5 yılda yeniden düzenlenmeye gidilmemesi için konunun uzmanları, bürokratları, siyasetçiler ve sivil toplum örgütleriyle oturularak istişare edilseydi şimdi tekrar bu yasayı ele
27

almamış olacaktık. "Benim dediğim olsun." mantığıyla gerekli özen ve hassasiyet gösterilmeden uygulamaya konulan bu yasa değişikliği vatandaşı bürokrasiyle boğuşmak zorunda bırakmış, vatandaş uğraştığı gibi kamu görevlileri de işin içinden çıkamamış ve sanki aradan geçen süre bir buçuk yıl değil de otuz-kırk yıl olmuş gibi şimdi tadilin tadiline uğraşmaktayız. Adalet ve Kalkınma Partisi bu mantığından vazgeçmeli, yasaları yazboz tahtası olmaktan kurtarmalıdır.
Bütün bunlara rağmen hâlen tasarının bazı yerlerinde yine eksiklikler olduğu aşikârdır. Şöyle ki: Tasarıda, hâlen kullanılmakta olan, ancak yapı kullanma izin belgesi alınmamış binaların sorunlarını çözecek açık bir hüküm yoktur. Aslında bu yasa 3194 sayılı İmar Kanunu'yla birlikte ele alınıp birbiriyle uyumlu hâle getirilmeliydi. Zaman içinde başkaca sıkıntıların olacağına hepimiz yine şahit olacağız. Apartman, site ve toplu konutlarda vatandaşlarımızın toplu yaşam kurallarını yeteri kadar bilmediği ya da kanunların yeterli olmayışı sebebiyle bir kısım sakinlerin birçok yerde keyfiyete dayalı hareketlerde bulunduğu, yasal yola başvurulsa bile bunun göstermelik yaptırımlar olduğu ve kanun dışı hareketin yapanın yanına kâr olduğunu hepimiz görmekteyiz. Buralarda daha müspet değişikliklere gidilebilirdi. Öte yandan "Bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce kat irtifakı kurulmuş ve üzerindeki yapılar tamamlanıp yapı kullanma izin belgesi alınmış yapılarda, kat irtifakına sahip ortak maliklerden birinin başvurusu veya yapı kullanma izin belgesinin yetkili idarece tapu idaresine gönderilmesi üzerine, kat mülkiyetine resen geçilir." gibi hükümleri de vatandaşımızın işini kolaylaştıracaktır.
Esasen, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldikleri günden beri, Mecliste oy çokluğu sebebiyle birçok konuya gerekli özeni göstermemiş, "Nasılsa çoğunluğumuz var." denilerek ya da başkaca sebeplerle, çok hassas konularda dahi gerekli özen ve ihtimam bir türlü gösterilmemektedir. Onlar için en önemli şey sayısal çoğunluğun korunması ve ne pahasına olursa olsun iktidarı kaybetmemektir. Ne zaman AK PARTİ'yle ilgili yanlışlıklar ve acizlikler ortaya dökülse, mutlaka kamuoyunu oyalayacak bir şeyler bulunmaktadır.
Yüzyılların devlet birikimine sahip bu ülkede özellikle son iki yıldır kan kaybeden iktidar, hükûmet olmanın verdiği güçle vatandaşın kafası iyice karıştırılmış, milletin psikolojisi bozulmuştur. Milletin yalnız psikolojisi bozulmamış, milletin esasen en önemlisi, işi de bozulmuştur. İşi bozulanların psikolojisi hâliyle bozulacaktır. Tüm dünyayı etkileyen ve geleceği belli olan ekonomik kriz karşısında gerekli önlemler "Bize bir şey olmaz." anlayışıyla zamanında alınmamış, milletin işi de bozulmuştur. İşi bozulan birçok insanın yuvası da bozulmuştur. Son iki yılda, geçmiş yıllara oranla boşanan aile sayısı, kredi kart mağdurları, kapanan fabrikalar, işsizlerin sayısı iki kat artmıştır. Bütün bu mağdurların sorumlusu, kendilerinden başkasına kulak tıkayan, öneri ya da uyarıda bulunanlara "Siz işinize bakın." diyen iktidardır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmamın başında dile getirdiğim üzere, Kat Mülkiyeti Kanunu yeni düzenlemesi konusunda "Zararın neresinden dönersen kârdır." demiştik. Ziyanı yok, vatandaşımızın işi kolaylaşsın, biz de uğraşalım, düzeltelim ancak yeter ki dönülebilecek, düzeltilebilecek kanunlar olsun. Ya, bu Meclisten geçen ulusal güvenliğimizle veya millî servetlerimizle ilgili dönülemeyecek, tadil edilemeyecek, Türk Ceza Kanunu'nun 301'inci maddesi, 5555 sayılı Vakıflar Yasası ve mayınlı arazilerin temizlenmesi gibi kanunlar ne olacak? Onların telafisi nasıl olacak? Onları da torunlarımız tadil eder, tabii ki edebilirlerse.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eksiklerine rağmen Kat Mülkiyeti Kanunu'nun hayırlı olmasını diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Ertuğrul, teşekkür ediyorum.
Demokratik Toplum Partisi Grubu adına Hakkâri Milletvekili Sayın Hamit Geylani.
Sayın Geylani, buyurun efendim. (DTP sıralarından alkışlar)
DTP GRUBU ADINA HAMİT GEYLANİ (Hakkâri) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan tasarının tümü üzerinde Demokratik Toplum Partisi Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası 23 Haziran 1965 tarihinde kabul edilmiş, Ocak 1966'da yürürlüğe girmiş ve günümüze gelinceye kadar bazı değişikliklere uğramıştır. 2007 yılında ise kapsamlı değişiklik yapılmış ve kat mülkiyetine geçiş için zorlayıcı hükümler getirilmiştir. Buna göre, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce kat irtifakı kurulmuş ve üzerindeki yapılar tamamlanıp yapı kullanma izin belgesi alınmış ve ana gayrimenkullerde yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç iki yıl içinde kat mülkiyetine geçilmesi zorunluluğu getirilmiştir. Belirlenen süre içinde irtifak hakkı sahiplerinden birinin veya varsa yöneticinin kat mülkiyetinin kurulması için gerekli olan belgelerden eksik olanların tamamlanması için diğer kat irtifak hakkı sahiplerinden her birine yazılı bildirimde bulunulmasını gerektiriyordu. Yazılı bildirime rağmen gereğini yerine getirmeyen kat irtifak hakkı sahiplerinden her birine bin Türk Lirası idari para cezası verileceği hüküm altına alınmıştı.
Yine, aynı yasanın yürürlüğe girdiği tarih olan 28/11/2007 tarihinden sonra yapıları tamamlanmış olan kat irtifaklı ana gayrimenkuller için de bir düzenleme yapılmış, buna göre yapı kullanma izin belgesinin alındığı tarihten itibaren bir yıl içinde kat mülkiyetine geçilmesi zorunluluğu getirilmiştir.
28

Belirtilen süreler içinde kat irtifak hakkı sahiplerinden birinin veya varsa yöneticinin yazılı uyarısı gerekmekteydi. Uyarıya rağmen kat mülkiyetinin kurulması için yasanın 12'nci maddesinde belirtilen ve tapu idaresine verilmesi gereken belgelerden eksik olanları tamamlamaktan veya imzalanması gerekenleri imzalamaktan kaçınanlar için de yine idari para cezası öngörülmekteydi. Düzenlemeye göre, kat irtifak hakkı sahiplerinden her birine kendine ait her bağımsız bölüm için bin Türk Lirası idari para cezası verileceği hüküm altına alınmaktaydı. Görüldüğü üzere bu yasayla da yine de yurttaş cezalandırılmaktadır bir biçimiyle.
Değerli arkadaşlar, bu tasarıyı ve yapılacak değişiklikleri önemsediğimizi belirtir, yurttaşın sorunlarını çözecek her düzenlemeyi de destekleyeceğimizi ifade ediyoruz. Ancak bu yasanın üzerinden henüz bir buçuk yıl gibi kısa bir süre geçmesine rağmen aynı yasada yeni bir değişiklik yapılma ihtiyacının duyulması, Hükûmetin yasa yaparken gerekli özeni göstermemesi ve kamuoyunu, özellikle Meclisteki muhalefetin görüş ve önerilerini de dikkate almadığının bir ifadesi olarak görüyoruz. Ne yazık ki Hükûmet yasa yaparken, muhalefetin -demin söylediğim- ve sivil toplum örgütlerinin de görüşünü dikkate almak durumundadır.
Görüştüğümüz tasarıyla her ne kadar uygulamada ortaya çıkmış olan aksaklıkların giderilmesi, kırtasiyeciliğin ve bürokrasinin mümkün olduğunca azaltılması suretiyle vatandaşların yükünün hafifletilmesi hedeflenmiş ise de anılan tasarının bu amacı gerçekleştirmek için yeterli olmadığı düşüncesindeyiz. Zira Kat Mülkiyeti Yasası'nda, bütünlüğü bozacak şekilde parça parça değişiklikler yapmak yerine, imar hukuku ile de bağlantıları gözetilerek yeni bir düzenleme yapılmasının daha faydalı olacağı düşüncesindeyiz. Zira imar hukuku, kat mülkiyetinin temelini ve özünü ifade etmektedir.
Değerli arkadaşlar, kat irtifakı ve kat mülkiyetine bağlı verilen tapuyu yurttaşın ayrıntılı bir biçimde irdelemesi beklenmemelidir. Ne var ki yurttaş, devletin verdiği tapuyu yine devletin güvencesinde gördüğünden ayrıntılarla ilgilenmez ve ilgilenmek zorunda da bırakılmaması gerekiyor. Öte yandan kat irtifakına göre aldığı taşınmaza yapı kullanım izin belgesi verilmediğinde yapının kaçak konumuna gireceğini bilmemektedir. Kaçak yapının kat mülkiyetine geçemeyeceği gibi elektrik, su, telefon ve diğer hizmetleri normalde İmar Yasası hükümlerine göre alamayacağını da sonradan öğrenmektedir.
Ayrıca, yapı kullanım izin belgesi için belediye-valilik tarafından istenen Sosyal Sigortalar Kurumu ilişkisiz belgesinden binayı yapan müteahhidin değil de maliklerinin sorumlu olduğunu da bilmemektedir vatandaş.
Müteahhit tarafından çalıştırılan işçiler adına yatırılması gerekli SSK primi borçlarından kendisinin sorumlu olabileceği konusunda da açıklayıcı bir bilgili yoktur tasarıda.
Diğer taraftan, inşası tamamlanan binaların ölçümü yapılarak kadastro paftasına işlenmediğinde hem kadastro paftasında hem de tapu kütüğünde ilgili parsel boş görülmekte ve güncel durumu da yansıtmamaktadır. Mülkiyet durumunu gösteren belgelerin güncel olması son derece önemlidir. Aksi takdirde, iktisadi ve sosyal yapının yanında her türlü mühendislik projelerinin uygulanmasında ve kent bilgi sistemlerinin kurulmasında sağlıklı adımların atılamayacağı ve çözümü güç sorunlarla karşılanacağı da bilinen bir gerçekliktir.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde yaklaşık yirmi milyon civarında bulunan konut sayısı ile kentsel yerleşimlerde ruhsatlı konut oranının yüzde 60 düzeyinde olduğu ve kat mülkiyetine geçiş oranının yüksek olmadığı da bilinen bir realite. Yapı kullanma izin belgesi almamış yapıların yoğun olduğunu düşündüğümüzde bu durumdaki binalarda Sosyal Sigortalar Kurumu borçları büyük bir meblağ tutmaktadır. Ayrıca, ruhsat yenileme ücretlerinin belediyeye gelir sağlama adına yüksek tutulması yurttaşı hayli zor durumda bırakmaktadır.
Bu süreçte vurgulanması gereken en önemli konu ise plan, proje ve ruhsat eklerine aykırı artan yapılaşma öne sürülerek bir imar affı sürecini yaratacak girişimlerden, popülist yaklaşımlardan gerçekten uzak durmak gerekiyor. Siyasi iktidarlarca bugüne değin on beşin üzerinde imar affı çıkartılmış, kente karşı işlenen suçlar affedilerek kaçak yapılaşma teşvik edilmiş ve kentlerimiz kentleşme olgusundan yoksun bırakılmıştır ve en önemlisi, yıkılan binaların enkazında yitirdiğimiz yurttaşları ve kalanlarını acılarını da unutmamak gerekir bu bağlamda.
Çağdaş ve gelişmiş ülkelerdeki kentleşmeye bakıldığında, ülkemizde imar affı çıkartan siyasal iktidarların kente ve ülkeye ne kadar kötülük ettiklerini ve yurttaşların geleceğini nasıl kararttıklarını daha da açık bir şekilde görebilmekteyiz. Yıllardır yerel yönetimler oy uğruna kaçak yapılara, iskansız yapılara tüm altyapı hizmetlerini götürmüşlerdir. Bu hâliyle söz konusu binalar çeyrek asırdan beri kullanılmaktadır. Bu konutların çoğu el değiştirmemiştir. Onun için yaşanan sıkıntıların şu anda söz konusu binalarda oturanlar ile doğrudan bir ilgisi de bulunmamaktadır.
Yıllardan beri tapu sicilindeki ana kütükteki kayıtlı parsel üzerine inşa edilen yapının her aşamasında gerekli işlemler zamanında yerine getirilmemiş, ilgili kurumlar tarafından izlenmemiş ve kontrol edilmemiştir. Bu nedenle birçok sorun günümüze kadar taşınmıştır. Gerek İmar Yasası'nda ve gerekse Sosyal Sigortalar Kurumu ve Kat Mülkiyeti Yasası'nda sorumlu kişi olarak parsel sahibi malik ve malikler tutulmaktadır. Bu konuda yurttaşın gereği gibi bilinçlendirilmeden sorumlu tutulması, günümüzde büyük sıkıntıların yaşanmasına neden olmaktadır. Belediyeler yasa gereği yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerin binalarına altyapı hizmetlerini sunarak özünde onları meşru ve haklı kabul etmektedirler.
29

Kaçak ve iskânsız yapıların yapılacak bir düzenlemeyle af şeklinde değil ama yurttaşı da mağdur etmeyecek şekilde yasal hâle getirilmesi gerektiği kanısındayız.
Değerli milletvekilleri, konuya bilim ve teknolojinin hızla geliştiği ve kent bilgi sistemlerinin kurularak hayata geçirildiği çağdaş bir sistem yönünden bakıldığında doğal olarak kat mülkiyetine geçişin hemen yapılması ve kurulan bilgi sistemlerinden gerekli yararın sağlanması için bilgi sisteminin güncel olması gerekmektedir.
Anagayrimenkulde cins tashihi mutlaka yapılmalı ve yapı kullanma izin belgesi alınmasından önce bu işlem tamamlanmalıdır. Dolayısıyla belediye, valilikler yapı kullanma izin belgelerinin bir nüshasını tapu siciline göndermeli ve daha önce tapu siciline kaydedilen kat irtifakına göre tapu sicil müdürlükleri resen kat mülkiyetine geçiş işlemlerini tamamlamalıdırlar. Bu işleyiş ise hem yurttaşların tapu sicil müdürlüklerinde yığılmalarını ve zaman kaybını önleyecek hem de yurttaşına hizmet eden kurumsal işleyişin önünü açacaktır. Yapı kullanım izin belgesi alınmasında gündeme gelen "SSK ilişiksiz" belgesine ilişkin işçilik dosyası ve diğer borçların tahsilindeki sorunlar da böylece çözüme kavuşmuş olacaktır.
Gerekli yasal düzenleme yapılarak yapım işini yüklenen müteahhidin sorumlu olması sağlanmalı ve yurttaşın mağduriyeti bu çerçevede önlenmelidir. Belediyeler yapı ruhsatı, planı ve projelerine ilişkin yenileme, kontrollük onama ve diğer işlemlerde aldıkları aşırı yüksek ücretleri de mutlaka ama mutlaka aşağıya çekmek durumundadırlar. Kamu hizmeti veren merkezî ve yerel yönetimler kendilerini ticari şirket, yurttaşı müşteri ve ülkeyi pazar olarak görmemelidirler.
Değerli milletvekilleri, tasarıyla 634 sayılı Yasa'nın 12'nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi yürürlükten kaldırılmaktadır. Böylece kat irtifakından kat mülkiyetine geçilmesi bağlamında noterler tara-fından yapılan tasdik şartı da ortadan kaldırılmaktadır. Bu bendin yürürlükten kaldırılması durumunda uy-gulamada ciddi sıkıntılar ortaya çıkacağı kuşkusuzdur. Aksine, noterler tarafından onaylanma şartı uygu-lanmaya devam edildiği takdirde olası ihtilafların önüne geçilmesi kolay olacağı kanısındayız. Çıkabilecek ihtilaflarda ise usul ekonomisi açısından kolaylık sağlanacak ve böylece yargılamalar daha kısa sürede çö-zümlenecektir. Bu nedenlerden dolayı ispat hukuku açısından önemli niteliğe sahip bu düzenlemenin yürür-lükten kaldırılması gerektiği düşüncesindeyiz.
Özce sunduğumuz bu görüş ve düşüncelerle, Genel Kurulu bir kez daha saygıyla selamlıyorum. (DTP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Geylani teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk.
Sayın Öztürk, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası'nda değişiklik yapılmasına dair Hükûmet tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunuyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, konuşmamıza başlamadan önce bu kanun tasarısında çok geçen "kat mül-kiyeti" ve "kat irtifakı" ifadelerinin tanımlamasını yaparak sözlerime başlamak istiyorum çünkü halkı-mız bu "kat mülkiyeti" ve "kat irtifakı" kelimelerini çok duyuyor, bunların ne olduğunu karıştırıyorlar.
Kat mülkiyeti, bağımsız bölümler üzerinde kurulan mülkiyet hakkıdır; yani tamamlanmış bir yapının kat, daire, iş bürosu, dükkân, mağaza, mahzen, depo gibi bölümlerinden ayrı ayrı ve başlı başına kullanılmaya elverişli olan bölümleri üzerinde kurulan bir mülkiyet türüdür. Kat irtifakı ise, arsa payına bağlı bir irtifak çeşididir; bir arsa üzerinde, ileride kat mülkiyetine konu olmak üzere yapılacak veya yapılmakta olan bir veya birden çok yapının bağımsız bölümleri için o arsanın maliki tarafından kurulan irtifak hakkıdır. Kat irtifakı başlı başına bağımsız bir mülkiyet türü değildir, aslolan kat mülkiyetidir.
Nüfusun hızla artması, köylerden kentlere göçlerin artması, özellikle büyük yerleşim merkezlerinde iş yeri ya da konut ihtiyacını karşılayacak yer teminindeki güçlükler, kentlerde arsa fiyatlarının yüksekliği gibi nedenlerle bir arsa üzerinde tek katlı binalar yerine birçok kişinin yararlanacağı çok katlı yapıların yapılması toplumsal bir zorunluluk hâline gelmişti. Sosyal ve kültürel yönden birbirinden farklı insanların aynı yapının dairelerinde birlikte yaşamaları doğal olarak pek çok sorunu doğurmuştur. Bu sorunları çözmek, beliren toplumsal gereksinimleri gidermek için 23/6/1965 tarih ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası çıkarılmış, bu 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası 2/7/1965 tarihinde yürürlüğe girmiştir. O tarihten bugüne kadar, birisi, 11/2/1991 tarihli 431 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, yedisi de yasa olmak üzere bu 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu sekiz kez değişikliğe uğramıştır. En son, 1/7/2005 tarihinde 5378 sayılı Yasa, 18/4/2007 tarihinde 5627 sayılı Yasa, 14/11/2007 tarihinde 5711 sayılı Yasa olmak üzere, 2005-2007 yılları arasında üç kez değiştirilmiştir, hatta 2007'de iki kez bu yasa değişikliğe uğramıştır.
634 sayılı Yasa, tek parsel üzerinde tek yapı rejimi üzerine oturmaktayken, 13/04/1983 tarihinde çıkarılan 2814 sayılı Yasa'yla tek parsel üzerinde birden çok yapı rejimine geçilmiş; 14/11/2007 tarihinde çıkarılan 5711 sayılı Yasa'yla da komşu parseller üzerinde birden çok yapı rejimine geçilmiştir.
Öncelikle belirtelim ki, görüldüğü gibi, orasından burasından yapılan parça parça değişikliklerle, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası artık bir yasa olmaktan çıkmış, yamalı bohça hâline gelmiş; Yasa'nın ruhu, iskeleti dağılmıştır.
30

634 sayılı Kanun çok önemlidir. Türkiye'deki uyuşmazlıkların çok büyük bir kesimi bu Yasa'dan kaynaklanmaktadır. Toplu yapılar, büyük şehirlerden kasabalara, hatta köylere kadar gelmiştir. Şehirlerde ve kasabalarda 634 sayılı Yasa'dan dolayı uyuşmazlık ve sorunu olmayan, bunlarla ilgisi bulunmayan hemen hemen hiçbir kişi yok gibidir. Bu Yasa herkesi ilgilendirir hâle gelmiştir. Sorunları çözmek için yapılan her değişiklik mevcut sorunları çözmediği gibi yeni yeni sorunlar üretmiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak, burada yapılması gereken, acilen yapılması gereken olayın, bu Yasa'yı parça parça değiştirmek değil, bu alandaki sorunları çözecek, Türkiye'nin gerçeklerini göz önüne alan, İmar Kanunu'ndaki hassasiyetleri de dikkate alarak ikisini bir bütünlük içerisinde, yeni baştan, sıfırdan bir kat mülkiyeti yasasını çıkarmak olmalıdır diye düşünüyoruz.
Kat Mülkiyeti Kanunu'nda değişiklik yapan 14/11/2007 tarih, 5711 sayılı Yasa'nın kabul edilmesinin üzerinden henüz iki yıl geçmedi değerli milletvekilleri. İki yıl geçmeden, hatta o Yasa'nın hükümleri uygulama olanağı bulmadan yeniden bu Meclise geldi. Biz, 5711 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası görüşülürken Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri olarak hassasiyetlerimizi, eksik gördüğümüz hususları açıkça bu kürsüden dile getirmiştik ancak Hükûmetin, muhalefetin önerilerini hiçbir zaman kulak verme, onları dinleme alışkanlığı olmadığı için o itirazlarımızı göz önüne almayı bile gerek görmedi. Ama şimdi burada, 5711 sayılı Yasa'da bizim bu kürsüde Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri olarak söylediğimiz eksiklikleri gidermek için yeni bir yasayla geliyorlar.
Bakın, değerli arkadaşlarım, biz bu kürsüde düşüncelerimizi söylerken, 14/11/2007 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi adına yaptığım konuşmada aynen şunu söylemişiz: "Yalnız, ben bu maddede ve geçmişte geçen, dün kabul edilen 7'nci maddede yanlış gördüğüm eksikliği belirtmek istiyorum.
Şimdi, kanun maddesini aynen okuyorum: 'Belirtilen süre içerisinde yani, iki yıllık süre içerisinde kat irtifakı sahiplerinden birinin veya varsa yöneticinin, kat mülkiyetinin kurulması için gerekli olan belgelerden eksik olanların tamamlanması için diğer kat irtifakı sahiplerinden her birine yazılı bildirimde bulunmasına rağmen, gereğini yerine getirmeyen kat irtifak hakkı sahiplerinden her birisine, bin TL idarî para cezası verilir.' hükmündedir. Şimdi, madde metninden açıkça anlaşılacağı gibi…" demişiz ve buradaki eksikliklerimizi "soru 1", "soru 2", "soru 3" diye açıkça sormuşuz. "Bu eksiklikler burada giderilmedi." demişiz.
Devam ediyoruz: "Burada bir karmaşa var, burada eksiklik var. Aslında bunların giderilmesi gerekirdi. Bunlar, sanıyorum, gözden kaçtı. Bu yazılı bildirim nereden olacak?" demişiz.
Devam ediyoruz: "Bu belirsizliklerin, bu karışıklıkların ortadan kaldırılması gerekiyordu." demişiz.
Devam etmişiz: "Bu yasanın uygulanması sırasında eksiklikler ortaya çıkacaktır." demişiz.
Değerli arkadaşlarım, şimdi biz o gün söylediklerimizin bugün burada geçekleşmiş olmasından dolayı -ben sevinemiyorum- üzülüyoruz çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemini yazboz tahtasına çevirerek, böyle sürekli bir yıl önce yaptığımız yasayı bir yıl sonra tekrar yeni baştan düzenlemek durumunda kalmak zaman savurganlığıdır. Nitekim, Türk Ceza Kanunu'nda da aynı şey yapıldı. 2005 yılından önceki bir madde, 2005 yılındaki değişiklikle kaldırıldı. Bu yasama yılı içerisinde, tekrar o maddeyle ilgili bu kürsüde biz yeniden bir kanun çıkarttık ve aynı eleştirileri ben o zaman da söylemiş oldum.
Değerli arkadaşlarım, bugünkü tasarının gerekçesinde belirtilen hususlara katılmak mümkün değil. Öncelikle ben onu söylemek istiyorum. Çünkü, burada açıkça söylenildiği gibi, tasarının gerekçesinde, 5711 sayılı Yasa'nın halk tarafından anlaşılamadığı nedenle bu yasanın getirildiği, yine tapu idaresinin, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün çok dolu olması nedeniyle bu yasanın getirildiği söyleniliyor.
Değerli milletvekilleri, çok üzücüdür, bir kanun teklifinin gerekçesi… O yasanın halk tarafından anlaşılamamış olması nedeniyle kanun teklifi gelmez. Eğer o kanun doğruysa, o kanun ihtiyaçlara cevap veriyor ise, yapılması gereken, o yasayı halka anlatmaktır. Eğer o yasa halkın ihtiyaçlarına cevap veremez nitelikteyse, sürdürülebilir özelliği yoksa, kanun kanun değilse, elbette ki buraya bu tasarıyı getirmek zorunda olur. Burada çıkıp yüreklice söylenilmesi gereken şey şudur: "Biz, 5711 sayılı Yasa'yı çıkarırken halkın ihtiyaçlarını dikkate almadık, muhalefet partisinin görüşlerini dikkate almadık ve bu eksiklikleri gördük, bundan dolayı kusurumuz var." deyip tüm Meclisten özür dilemektir.
Değerli arkadaşlarım, şimdi, bu yasayla, toplam dört madde ile 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 3'üncü maddesinde, 12'nci maddesinde, 20'nci maddesinde ve bir geçici madde eklenerek geçici maddesinde olmak üzere dört maddede değişiklik yapılıyor. Arkasından komisyonda, eleştirilerimiz de dikkate alınarak bir geçici madde ilave edilmiş, bir yürütme maddesi var, bir de yürürlük maddesi var.
Şimdi, 3'üncü maddede, 5711 sayılı Yasa'yla değişiklik yapılan 1'inci maddenin üçüncü fıkrasında değişiklik var. Buradaki değişiklik, yapı kullanma iznine, yani ana gayrimenkulün tamamına dayalı bir yapı kullanma izin belgesine dayanarak kat mülkiyet geçişine imkân tanıyan bir düzenlemedir ki olması gereken bir düzenlemeydi. Bunun bugün değil, 2007'de olması lazımdı.
Yine, bize göre -birazdan açıklayacağım- tasarının 2'nci maddesinde yapılan değişiklik, kat mülkiyetinin kurulması ve istenen belgeler konusundadır. Burada 12'nci maddede bir değişiklik
31

yapılıyor. Aslında burada yapılan: (c) bendindeki birtakım cümleler alınıyor, (a) bendine ilave ediliyor, (c) bendi yürürlükten kaldırılıyor. Yani (a) bendi, (c) bendinin karışımı ve burada liste olayı kaldırılıyor ve "…birden çok yapılarda yerleşimlerini gösteren vaziyet plânı ile yapı kullanma izin belgesi…" diyor. Yani vaziyet planını da kaldırıyor.
Bu doğru bir uygulama değil. Hem teknik açıdan doğru değil hem hukuki açıdan doğru değil. Çünkü vaziyet planıyla mimari proje ayrı ayrı kavramlardır. Toplu yapılarda vaziyet planı olmazsa olmazdır. Çünkü vaziyet planı yapıların bir parsel üzerindeki konumlarını gösterir, durumlarını gösterir, duruşlarını gösterir. Adı üzerindedir. Yani Meclisin dağılımı bile vaziyettir. İşte AKP milletvekilleri burada oturuyor, CHP orada oturuyor, MHP orada oturuyor. Yani bu bir vaziyettir. Siz eğer bunu kaldırırsanız, sadece mimari projeyle yetinirseniz baştan daha bu yasa ölü doğuyor demektir.
Umuyorum ve diliyorum ki Hükûmet bu konudaki vaziyet planını tekrar tasarıya ekleyecektir diye düşünüyorum. Yine, Hükûmet bu 2'nci maddede yapmak istediği değişikliği umuyorum ve diliyorum ki çekecektir. Çekmesi gerekir. Tekniken ve hukuken de bir zorunluluktur.
Yine tasarının 3'üncü maddesiyle bir değişiklik getiriliyor. Burada da bu değişiklikle bir ceza kaldırılma olayı var. Bir de yine birbirine eklemeler olayı var. Bu konuda da bizim bir önergemiz olacak. Sayın Hükûmetin de veya Sayın Bakanın da bu konuda herhâlde değişiklik önergeleri olacak bizim konuşmalarımızdan sonra. onları da dikkate alacaklar. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, zaten, yazdığımız muhalefet şerhinde, çok açık ve seçik bir şekilde düşüncelerimizi anlattık.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, burada asıl sıkıntı… Yapı kullanma izin belgesi olanların kat mülkiyetine geçişinde bir sıkıntı yok. Yani şöyle bir sıkıntı yok: Bunların belirli prosedürü yerine getirerek kat mülkiyetine geçme imkânı var. Ama burada asıl sıkıntı, yapı kullanma izin belgesi olmayan ama oturan… Yani, bir yapı projesine uygun olarak, mimari projesine uygun olarak yapılmış, inşaat ruhsatları alınmış ancak sonuçta yapı kullanma izin belgesi alınmamış ve müteahhit de ortadan kaçıp gitmiş.
Şimdi, bu insan tapu dairesine gittiği zaman, orada dairesinin bir sürü eksikliği olduğunu öğreniyor. Yapı kullanma izin belgesi olmadığı nedenle ilişiksiz belgesi sigortadan ve Maliyeden aranıyor. On beşe yakın evrak aranıyor. Adam bir bakıyor ki, işin içine giriyor, bir daha da işin içinden çıkamaz hâle geliyor.
Değerli arkadaşlarım, esas bunun çözümlenmesi gerekiyordu, bu çözümlenmemiştir. Biz, toplumsal gelişim süreci içerisinde yeni gereksinimlerin belirmesi sonucu gereksinimleri karşılayacak yeni yasa yapma ya da mevcut yasalarda değişiklik yapma zorunluluğu doğduğu zaman, yasama organının, bu yasama faaliyetini sürdürürken, yasa yapılmasını gerektiren nedenleri, amaçları, yasanın sürdürülebilir olmasını gözetmek durumunda olduğuna inanıyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi kişilerin, toplumun, halkımızın gereksinimlerini karşılamaya, kişilerin ve toplumun hakkını, hukukunu korumaya, geliştirmeye yönelik yasal düzenlemeleri öteden beri savunmakta ve bunları, hiçbir siyasi ön yargıya kapılmaksızın, açıkça desteklemektedir. Bundan böyle de bu tür yasal düzenlemeleri savunmayı ve desteklemeyi sürdürecektir. Bu nedenledir ki 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası'nın kat irtifaklı taşınmazlarda kat mülkiyetine geçilmemiş olmasını ceza yaptırımına bağlayan 14'üncü maddesinin dördüncü fıkrasının yürürlükten kaldırılmasına ve ceza yaptırımına ilişkin geçici 1'inci maddede değişiklik yapılmasına ilişkin tasarı hükümlerinin ve 634 sayılı Yasa'nın 3'üncü maddesinin üçüncü fıkrasında değişiklik getiren tasarının 1'inci maddesinde yapının tamamı için düzenlenecek yapı kullanma izin belgesine dayanarak kat irtifakının kat mülkiyetine resen çevrilmesini öngören hükmü ve resen geçişin yanında kişiye istem hakkı sağlayan dönüşümü açık bir şekilde desteklemektedir. Ne var ki siyasal iktidar, zaman içinde toplumda beliren ve yasal düzenleme gerektiren bir gereksinimi karşılarken, anlaşılmaz bir acelecilik içerisinde "bu da olsun" anlayışı ile hareket ederek düzenleme yaptığı için bir bütünün belli parçalarında değişiklik yaparak yasanın bütünsel iskeletini bozmayı alışkanlık haline getirmiştir. Bu görüşümüzün de en somut teyit edici örneği bu Hükûmet tasarısıdır.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası'nda iş bu tasarı ile değiştirilmesi ve kaldırılması öngörülen hükümlerin büyük bir kısmı, aynı Hükûmet döneminde kabul edilen ve 28/11/2007 tarihinde yürürlüğe giren 5711 sayılı Yasa'nın Adalet Komisyonunca görüşülmesi sırasında kabul edilen ve CHP'li üyelerin tüm haklı itirazlarına rağmen kabul edilen, İç Tüzük'ün 77'nci maddesi uygulanarak kabul edilen bu olaylardır. Eğer bu itirazlar yerine gelmiş olsaydı bugün bu meseleleri tartışmıyor olacaktık.
Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak çok açık bir şekilde tasarının 2'nci maddesinin bu tasarı metninden çıkarılmasını istiyoruz. Çünkü bu işin uygulaması olan Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin görüşü açık ve kesin şekilde budur değerli arkadaşlarım. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi tasarının 2'nci maddesiyle getirilmek istenilen düzenlemenin uygulamada kaos yaratacağına ve bu olayın uygulanamaz hâle geleceğine inanmaktadır.
Yine, 3'üncü maddede ise bizim önerimiz: Birinci ve üçüncü fıkradaki değiştirilmeye gerek yoktur. Sadece burada dördüncü fıkranın yürürlükten kaldırılması yani cezaya ilişkin hükmün yürürlükten kaldırılması yeterlidir, ihtiyaçlara cevap verebilir niteliktedir.
Tasarının 4'üncü maddesinde de bir değişiklik gelmiş. Burada da yapılan düzenlemede olay doğrudur. Yalnız geçici 1'inci maddeye biz bir hususun da eklenmesini istiyoruz değerli arkadaşlarım. O da "Deprem sigorta poliçesi ve başka hiçbir belge aranmaksızın." ibaresinin eklenmesini istiyoruz. Nedeni şu: Değerli arkadaşlarım, bugün yapı kullanma izni İmar Kanunu'nun 30'uncu maddesine göre veriliyor. Şimdi
32

burada bu kanunun getiriliş amacı halkımıza kolaylık sağlamak. Ancak uygulamada yapı kullanma izni cins tahsis belgesinin yanında. Bu Yasa'da yazılmamasına rağmen "deprem sigorta poliçesi" kelimesi yazılmamasına rağmen uygulamada tapu daireleri tarafından deprem sigorta poliçesi aranmaktadır. Dolayısıyla 30 bağımsız bölümlü bir yer düşünün, 28 tanesinin siz poliçesini bulun, 2 tanesini bulamadığınız zaman bunu gerçekleştiremiyorsunuz, o zaman bu yasayla yapmaya çalıştığınız kolaylık ortadan kalkıyor. Fiilen kat irtifak sahiplerinin hepsinin toplanma zorunluluğu doğuyor. O zaman sizin ileri sürdüğünüz iddia ortadan kaldırılmış oluyor. Çünkü tapu daireleri 587 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 12'nci maddesinde "Kamu kuruluşları, zorunlu deprem sigortasının yaptırılmış ve priminin ödenmiş olduğu belgelenmedikçe bu sigortaya tabi binalarla ilgili tapu tescil işlemleri dahil hiçbir işlem yapamazlar." Şimdi, değerli arkadaşlarım, bu Kanun Hükmünde Kararname, yani değeri kanuna eşit. Şimdi, bu konuyu siz bir genelgeyle çözemezsiniz. Ben tapu müdürü olsam, buna göre benim önüme iş gelse, ben deprem sigorta poliçesi isterim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Öztürk, konuşmanızı tamamlayınız.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - O nedenle olayı çözmek için, kanunun amacına uygun bir şekilde olayı sağlamak için geçici maddeye aynen şunu eklemek lazım: "Deprem sigorta poliçesi dahil başkaca belge aranmaz." Zaten geçici maddede düzenliyoruz, zaten buna ilişkindir. Ana maddede düzenleyemeyiz. Yani, deprem sigorta poliçesinin kaldırılması zaten doğru değildir. O nedenle, sadece kat irtifaklı yapılarda kat mülkiyetine geçiş sırasında, o geçici maddede, bunun düzenlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Muhalefet şerhimizde belirttiğimiz ve açıkladığımız hususlar Hükûmet tarafından, Sayın Bakan tarafından ve AKP Grubu tarafından dikkate alınırsa olayı kazasız belasız götürürüz, bir daha bu yasa tasarısı tekrar Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemini işgal etmez. Söylediğimiz hususların dinlenileceğine, kulak verileceğine inanıyoruz. Biz sadece teknik nedenlerle bu olaya baktık, hiçbir siyasi ön yargımız yoktur.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Öztürk, teşekkür ediyorum.
AK PARTİ Grubu adına, Bartın Milletvekili Sayın Yılmaz Tunç.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 409 sıra sayılı Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı'nın geneli üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Nüfusun ve şehirleşmenin hızla artması, arsa fiyatlarının özellikle şehirlerde küçük müstakil ev yapımına imkân vermemesi kanun koyucuyu çeşitli ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de kat mülkiyetini düzenlemeye, bir yapının ayrı ayrı ve başlı başına kullanılmaya elverişli kat, daire, dükkân gibi bağımsız bölümlerinin müstakil mülkiyete konu olmasını kabule zorlamış ve bu amaçla hazırlanan 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu 1966 tarihinde yürürlüğü konulmuştur.
1966 tarihinden itibaren Kat Mülkiyeti Kanunu'muzda günümüz ihtiyaçlarını karşılayacak değişiklikler 2007 yılına kadar maalesef gerçekleştirilememiştir. AK PARTİ hükûmetleri döneminde Türkiye Büyük Millet Meclisi, diğer bütün konularda olduğu gibi, kat mülkiyeti mevzuatını da ele almış ve Kat Mülkiyeti Kanunu'nda uygulamada ortaya çıkan sorunları giderecek önemli değişikliklerin gerçekleştirilmesi sağlanmıştır.
2007 yılında yapılan değişiklikle 634 sayılı Kanun'da tek parsel tek yapı düşüncesinden hareketle düzenlenen mülkiyet hakkı ortak yerler ve onlardan faydalanma, gayrimenkulün yönetimi, ortak giderlere katılma gibi hususlar toplu konut uygulaması göz önünde bulundurularak yeniden düzenlenmiştir.
Yine, 2007 yılındaki değişiklikle kat irtifakından kat mülkiyetine geçişi hızlandırmak, tapu sicilinin güncel tutulmasını sağlamak ve bir kısım mali kayıpların giderilmesi amacıyla da önemli değişiklikler yapılmıştır.
634 sayılı Kanun'un 14'üncü maddesinin dördüncü fıkrasında 28 Kasım 2007 tarihinden sonra yapıları tamamlanmış olan kat irtifaklı ana gayrimenkulde yapı kullanma izin belgesi alındığı tarihten itibaren bir yıl içinde kat mülkiyetine geçilmesi zorunluluğu getirilmiş, bu kanunun geçici 1'inci maddesiyle de 28 Kasım 2007 tarihinden önce tamamlanmış binalar için de iki yıl içinde kat mülkiyetine geçilme mecburiyeti getirilmiştir.
14'üncü maddenin dördüncü fıkrası ve geçici 1'inci maddede belirtilen süreler içinde kat irtifakı hakkı sahiplerinden birinin veya yöneticinin yazılı uyarısına rağmen, gerekli belgeleri vermeyen kat irtifakı hakkı sahiplerinden her birine belediye veya mülki amir tarafından bin Türk lirası idari para cezası verilmesi hükmü getirilmiştir.
Bu hükümlerin getirilmesiyle hedeflenen kat irtifakından kat mülkiyetine geçişi hızlandırmaktır çünkü kat irtifakından kat mülkiyetine geçilememesi hâlinde tapu kayıtları güncellenememektedir. Bu durum gerek tapu sicil kayıtlarının gerçeğe uygun tutulmamasına ve gerekse diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla yargı mercilerinde tereddütlere ve zaman kayıplarına sebep olmaktadır. Tapu kayıtlarında arsa olarak görülen yerler üzerinde evler hatta bloklar yapılmasına
33

rağmen sağlıklı bilgilere ulaşılamamaktadır. Diğer yandan, kayıtlar güncellenemediği için belediyeler vergi alacağı kayıplarına uğramaktadır.
İşte bu amaçlarla hazırlanan tasarı 22'nci Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisinde Adalet Komisyonunda rapora bağlanmış ve İç Tüzük 77'nci maddesi gereğince de Adalet Komisyonumuzca benimsenerek bu dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşülerek kanunlaşmıştır.
Kanunun getirdiği düzenlemelerin uygulamada, hayata geçirilmesinde bazı aksamaların olduğu görülmüştür. Kat mülkiyetine geçme işlemlerinin birkaç safhadan ibaret olması sebebiyle işlem süreci uzun olmaktadır. Vergi dairesinden ilişik kesme belgesinin alınması, kadastro müdürlüğünde cins değişikliği yapılması, DASK poliçesinin yapılması ve tapu sicil müdürlüğündeki işlemler uzun zaman almaktadır. Her bağımsız bölüm için DASK poliçesinin ayrı ayrı yapılması mecburiyeti bulunduğundan, bağımsız bölüm maliklerinin tamamına ulaşmak mümkün olamamakta ve DASK poliçesi olmadan da diğer belgeler olsa dahi işlem sonuçlandırılamamaktadır.
Geçici 1'inci maddedeki sürenin bitmesine yaklaşık beş ay kaldığı için, yoğun talep sebebiyle tapu sicil ve kadastro müdürlüklerinin ve belediyelerin iş yükünün artması söz konusudur. Bu süre içerisinde bütün kat mülkiyetine çevirme taleplerinin karşılanması mümkün görülmemekte ve bu işlemlerin süresinde yapılamaması sebebiyle vatandaşlarımız ceza ödemek durumuyla karşı karşıya kalabilecektir. Bir kat maliki kat mülkiyetine geçiş işlemlerini kendisi yaptırmak istese dahi, diğer maliklerden herhangi birinin istememesi veya herhangi birine ulaşılamaması hâlinde işlem gerçekleştirilememektedir. Bu nedenlerle kat mülkiyetine geçişi daha da kolaylaştıracak değişikliklerin yapılması zorunlu hâle gelmiştir.
Bu tasarı, kanunda belirtilen yükümlülükleri yapmak istemesine rağmen tüm kat maliklerine ulaşamayan vatandaşların, süresi içerisinde kat mülkiyetine geçememeleri nedeniyle idari para cezasına muhatap olmaktan kurtaracaktır.
Yine bu tasarıyla, Kat Mülkiyeti Kanunu'nun geçici 1'inci maddesinde öngörülen sürenin dolmasına kısa bir süre kalması nedeniyle, belediyeler, tapu sicil müdürlükleri ve kadastro müdürlüklerinde oluşan yoğunluğun, bu yerlerde görülmekte olan kamu hizmetlerinin önemli ölçüde aksamasının önüne geçecektir.
Bu tasarı, kat irtifakından kat mülkiyetine geçişi kolaylaştırması açısından önemli bir tasarıdır. Bürokrasinin mümkün olduğunca bertaraf edilmesi suretiyle vatandaşların yükünün azaltılması ve Türk Medeni Kanunu'nun öngördüğü tapu sicilinin güncel tutulmasını sağlayacak ve bu alanda devletin herhangi bir mali kayba uğramaması amacıyla kat irtifakı tesis edilmiş yapılar için resen kat mülkiyetine geçilebilmesi hususunda reform denilecek bir düzenleme yapılmaktadır.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun sadece 14'üncü maddesinin dördüncü fıkrası ile geçici 1'inci maddesinin yürürlükten kaldırılmasıyla bu maddelerde öngörülen cezalar ve kat irtifakından kat mülkiyetine geçmek için belirlenen bir ve iki yıllık süreler ortadan kaldırılarak vatandaşlarımız para cezalarına muhatap olmaktan kurtarılmaktadır.
Kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulurken talep edilen noter tasdikli listenin kaldırılması da önemli ve gerekli bir değişikliktir. 2007 tarihli değişikliğin Hükûmet tasarısında da bulunan ancak komisyonda tasarı metninden çıkarılan bu husus görüşmekte olduğumuz tasarıyla çözüme kavuşmaktadır. Noter tasdikli listenin özellikle yargıya yansıyan hâllerde ispat hukuku bakımından önemli olduğu, noter masrafının çok fazla olmadığı, dolayısıyla vatandaşa önemli bir mali külfet getirmediği gerekçeleriyle bu listenin kaldırılmasını muhalefete mensup arkadaşlarımız istemediklerini ifade etmişlerdir. Arkadaşlarımızın üzerinde ısrarla durdukları ve noter tasdikli listenin kat mülkiyetine geçişte mutlaka istenmesi yönündeki görüşlerinin hukuki bir gerekçesinin olmadığı kanaatindeyim. Kat irtifakı ve kat mülkiyeti kurulurken, talep edilen noter tasdikli listede her bağımsız bölümün arsa payı, kat, daire, iş bürosu gibi nevi ve bunların 1'den başlayıp sırayla giden numarası, varsa eklentisi gösterilmekte ve bu liste ana gayrimenkulün maliki veya bütün paydaşları tarafından noter huzurunda imzalanmaktadır. Hazırlanan tasarıda bu listenin kaldırılması öngörülmektedir. Çünkü, noter tasdikli listede yer alan bilgilerin tamamı kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulurken tapu idaresine verilen mimari proje kapağında da yer almakta ve ana gayrimenkulün maliki veya bütün paydaşları tarafından imzalanmaktadır.
634 sayılı Kanun'un 10'uncu maddesine göre kat irtifakı ve kat mülkiyeti resmî senetle ve tapu siciline tescil ile doğmaktadır. Tapu idaresi kat irtifakını veya kat mülkiyetini kurarken düzenlediği resmî senede yine noter tasdikli listede yer alan bilgileri yazmakta ve ana gayrimenkulün maliki veya bütün paydaşları tarafından bu resmî senet tapu memuru huzurunda imzalanmaktadır. Yani mevcut uygulamada malikler hem noter tasdikli listede hem mimari projede hem de tapu memurunca düzenlenen resmî senette gösterilmektedir. Noter sadece listeyi değil, aynı zamanda maliklere ait nüfus bilgilerini ve vekâletnameleri de onayladığından bu işlemlerin yapılması vatandaşlarımıza önemli bir mali külfet getirmektedir.
Ayrıca, bütün kat maliklerinin noter huzuruna gitmesinin gerekmesi bakımından da vatandaş için bir külfet getirdiği açıktır.
Noter tasdikli listenin özellikle yargıya yansıyan hâllerde ispat hukuku bakımından önemli olduğu ileri sürülse de yargıya yansıyan hâllerde tapu memuru tarafından düzenlenen resmî senet de ispat bakımından yeterli olmaktadır.
34

Diğer tarafından, malikler listesi tapu memurunca resmî senede yazılırken mimari projeye göre işlem yapılmaktadır. Hem mimari projede hem de tapu memurunca düzenlenen resmî senette maliklerin listesi yer aldığından ayrıca noter tasdikli listenin istenmesi vatandaşlarımıza gereksiz yere yük getirmekte olup, bu değişiklikle vatandaşlara işlem kolaylığı sağlanmış olacak, gereksiz bürokratik işlemlerin önüne geçilecektir.
Tasarıya göre, 634 sayılı Kanun'un mevcut 12/A maddesinde yer alan "vaziyet planı" ibaresi madde metninden çıkarılmakta ve kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulurken mimari projenin tapu idaresine verilmesi öngörülmektedir.
Yine, muhalefete mensup milletvekillerimiz özellikle toplu yapılarda vaziyet planının tapu idaresine verilmesinin önemli olduğunu öne sürerek bu değişikliğe itiraz etmektedirler.
Vaziyet planı mimari projenin eki olduğu için "vaziyet planı" ibaresi 12/A maddesinden, madde metninden çıkarılmıştır. Mimari proje tapu idaresine verildiğinde bu projenin ekleri, dolayısıyla vaziyet planı bu proje ile birlikte tapu idaresine verilecektir.
"12/A maddesinde mimari projenin diğer ekleri sayılmadığından vaziyet planı da sayılmasın." mantığı ile söz konusu değişiklik yapılmıştır.
Ayrıca, toplu yapı uygulamasında kat mülkiyetinin ve kat irtifakının tesisine, aranacak belgelere, tapuda yapılacak işlemlere ilişkin hususlar ilgili yönetmeliğe göre yapılmaktadır. Bu yüzden vaziyet planının toplu yapılar bakımından önem arz ettiği gerekçesiyle 12/a maddesine "vaziyet planı" ibaresinin eklenmesinin istenilmesi gereksizdir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu tasarının kanunlaşmasından sonra, yapı kullanma izin belgesi alacak yapıların yapı kullanma izin belgesinin belediyece tapu idaresine gönderilmesi üzerine kat mülkiyetine geçişin kadastro ve tapu müdürlüklerince resen yapılması, böylece tapu sicilinin güncellenmesi hızlanmış olacaktır. Bu tasarının kanunlaşmasından önce, yapı kullanma izin belgesi alan yapıların sahiplerinin müracaatı veya yapı kullanma izin belgesinin belediyece tapu idaresine gönderilmesi üzerine kat mülkiyetine geçişin kadastro ve tapu müdürlüklerince resen yapılması bir reformdur. Vatandaşlarımızın üç ayrı taleple yapmak zorunda oldukları işlemler kaldırılıp işlem sürecinde önemli bir iyileşme olacaktır.
Sonuç olarak tasarının yasalaşmasıyla vatandaşımız yapı kullanma izin belgesi olduğu hâlde kadastro ve tapu sicil müdürlüğüne toplamda 3 defa müracaat edip işlem yaptırmaktan, araç tutup memur götürmekten, her seferinde döner sermaye ücreti ödemekten, apartmandaki daire maliklerini yurt içi-yurt dışı aramaktan, anayasal hakkı olduğu hâlde mülküne, mülkiyetini yansıtamamaktan, kurumlar arası kuryelikten, süreye bağlanmış işlemi yetiştirememekten, devletinin kendisine ceza kestiği düşüncesinden kurtulacaktır. Diğer taraftan da tapu ve kadastro kayıtlarının güncellenmesi ve dolayısıyla vergi tahakkukunun gayrimenkulün gerçek değeri üzerinden yapılması sağlanacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle tapuda vatandaşlarımıza büyük kolaylıklar getiren bu tasarının yasalaşarak ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyor, tasarının hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür ediyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Soru-cevap işlemi gerçekleştireceğiz.
Buyurun Sayın Işık.
ALİM IŞIK (Kütahya) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, bildiğiniz gibi, Bakanlığınız gerek il müdürlükleri gerekse tapu ve kadastro müdürlüklerinde personel sıkıntısı hat safhadadır. Gerçekten, Kütahya Bayındırlık İskan İl Müdürlüğü ve Tapu Kadastro Müdürlüklerine ben bizzat gittim, gördüm; ciddi anlamda bir iş yükü yoğunluğu var. Bu konuda Bakanlığınızın hangi çalışmaları var? Bu personel sıkıntısını nasıl çözebileceğiz?
İki: Bu tasarı kanunlaştığında, kat irtifakının kat mülkiyetine resen çevrilmesiyle vatandaşlarımız herhangi mali yük altına girecekler mi? Yani, sonradan bir ekonomik sıkıntı yine gündeme gelecek mi?
Son sorum da mahkemelik gayrimenkullerdeki kat mülkiyetine geçişte yaşanacak sorunlar nasıl çözülecek? Mahkemelik olanlar, mahkemelik durumdaki gayrimenkullerdeki bu mülkiyet problemini nasıl çözeceksiniz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Sayın Taner, buyurur.
RECEP TANER (Aydın) - Sayın Bakan, görüşmekte olduğumuz Kat Mülkiyeti Kanunu ile bugüne kadar iki yetkili birimden noter tamamen kaldırılmakta. Noterle ilgili yargıya düşmüş olan ihtilaflarda, çözüm noktasında sıkıntı olacağı kanaatine katılmıyor musunuz?
İki: Hâlen oturulmakta olan ama yapı kullanma izin belgesi olmayan binalarla ilgili ne tür bir düzenleme düşünüyorsunuz? Burada kanunun herhangi bir şeyi yok. O konuda bilgi verirseniz memnun olurum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, buyurun.
35

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) - Sayın Başkanım çok teşekkür ediyorum.
Öncelikle ilk soruya… Personel sıkıntısı noktasında çalışmalarımız devam ediyor. İlave personel alımları yapılacak fakat bu arada, yeni bir personel değerlendirmesi konusunda bir çalışmamız var. Belli yerlerde personel sıkıntısı var. Kısa zamanda bunları giderme gayreti içerisinde olacağız. Kat irtifakından, kat mülkiyetine geçişte ilave bir mali yük binecek mi? Binmiyor. Döner sermaye olarak alınan harçları da bu süreçle alakalı olarak kaldırmış oluyoruz. Mahkemelik olan gayrimenkullerle ilgili eğer kat irtifakından, kat mülkiyetine geçişini engelleyecek bir mahiyeti varsa, dolayısıyla mahkeme neticelenene kadar işlem yapılamayacağı açıktır.
Sayın Taner'in sorusu itibarıyla, bağımsız bölüm listelerinin noterlerden onaylanmasının kaldırılması durumunda yani noter onaylı bağımsız bölüm listesinin kat irtifakı aşamasında istenmemesi durumunda bir sıkıntı doğar mı? Doğmaz. Çünkü tapu dairelerinde zaten resmî senet olarak o bağımsız bölüm listeleri çok detaylı olarak bizzat tanzim ediliyor, malikler tarafından aynen tapu takriri alırcasına imza altına alınıyor. İzin belgesi olmayan meskenlerle ilgili yapı kullanma izin kâğıdı olmayan kat irtifakı kurulmuş bağımsız bölümlerle alakalı burada yaptığımız düzenleme onu kapsamıyor. Bununla ilgili ileride bir çalışma şu anda yapıyoruz. Oradaki özel durumlarla ilgili önümüze ne çıkacağını yapılan çalışma neticesinde anlayacağız, ona göre bir düzenleme yapma imkânı olabilir.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Görüşmeler tamamlanmıştır. Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
KAT MÜLKİYETİ KANUNUNDA DEGİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TASARISI
MADDE 1- 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde de-ğiştirilmiştir.
"Kat irtifakı arsa payına bağlı bir irtifak çeşidi olup, yapının tamamı için düzenlenecek yapı kullanma izin belgesine dayalı o-larak, bu Kanunda gösterilen şartlar uyarınca kat mülkiyetine resen çevrilir. Bu işlem, arsa malikinin veya kat irtifakına sahip ortak malik-lerden birinin istemi ile dahi gerçekleştirilebilir."
BAŞKAN -Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe.
Buyurun Sayın Ünlütepe. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA HALİL ÜNLÜTEPE (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 409 sıra sayılı Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı'nın 1'inci maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Kat Mülkiyeti Yasası nüfus artışı, kentleşme, arsa üretimindeki sıkıntılar insanları toplu yaşamaya yönlendirmiş, bunun getirdiği sonuçlar için de sorunları çözmek amacıyla 634 sayılı Yasa 1965 yılında yürürlüğe girmiştir. Değişim sonucu yeni doğan sorunlar nedeniyle ve Yasa'nın da yeterince ihtiyaçları karşılayamaması gerekçesiyle bu Yasa'da 1969 yılında, 1983 yılında, 1992 yılında, 2000 ve 2007 yıllarında ciddi kapsamlı değişiklikler yapılmıştır. Şimdi yapılan değişikliklerle de Yasa, hemen hemen yamalı bir bohça hâline dönüşmüş durumdadır. Elbette bu Yasa yürürlüğe girdikten sonra, çeşitli tarihlerde ihtiyaçlardan kaynaklanan değişiklikler de yapılmış. Kat Mülkiyeti Yasası'nda bütünlüğü bozacak şekilde parça parça değişiklikler yapmak yerine, imar hukuku ile bağlantıları gözetilerek yeni bir düzenleme yapılmasının daha faydalı olacağı tartışmasızdır. Kat Mülkiyeti Yasası, günümüz koşullarında uygulaması yönünden herkesi yakinen ilgilendiren bir yasadır, uygulaması en yaygın olan bir yasadır. Bu nedenle, anlaşılabilir, uygulanabilirliği basit olan yeni bir düzenleme daha uygun olacaktır diye düşünüyorum.
Sevgili arkadaşlar, Kat Mülkiyeti Yasası üzerinde bundan bir buçuk yıl önce yirmi dört maddede değişiklik yapmıştık. Kapsam genişti ama yasa tasarısı, bir buçuk yıl önce, Parlamentonun gündemine İç Tüzük'ün 77'nci maddesi gerekçe gösterilerek, bir de temel yasa kapsamı içinde, yeterince tartışılmadan geçmiştir ve aradan bir buçuk yıl geçiyor, bir buçuk yıl önce değiştirdiğimiz kanun maddelerini bugün tekrar, yeniden değiştirme ihtiyacı duyuyoruz. Elbette, Kat Mülkiyeti Yasası'nın getirdiği değişiklikler zamana uyum sağlayabilmek amacıyladır ama eğer bir yasa bir buçuk yıl sonra tekrar Parlamentonun gündemine getiriliyorsa o yasanın ilk hazırlanışında ciddi aksaklıkların olduğunu da düşünmek zorundayız. Bir parlamento bir buçuk yıl sonrasını göremiyorsa o parlamento yasa yapma tekniği açısından ciddi sıkıntılara düşmüş demektir.
Bakın, biraz sonra görüşeceğimiz 2'nci maddeyle ilgili, aynı tasarı, bir buçuk yıl önce Parlamentonun gündemine getirilmiş, Komisyonda tartışılmış, Komisyonda -o zaman Adalet Komisyonu Başkanı Sayın Köksal Toptan- bilim adamları dinlenmiş -Parlamentoda o dönem iki siyasal parti var- iki siyasi partinin grup temsilcileri o maddeyi tartışmış, Yargıtay düşüncesini söylemiş ve Sayın Köksal
36

Toptan'ın sözleriyle "Kat Mülkiyeti Kanunu'ndaki 12'nci madde, 634 sayılı Kanun'un 12'nci maddesi aynen korunmalıdır, hiçbir değişikliğe gidilmemelidir." demiştir.
Bir buçuk yıl geçiyor, bir buçuk yıl sonra, bu tasarı gene aynen Komisyonun gündemine ve şimdi de Genel Kurulun gündemine getiriliyor. Bir buçuk yıldır bu Yasa'nın uygulanmasında ne tür aksaklıklar doğdu? Hangi gerekçeler var? Bu gerekçelerin hiçbirisi yok. Görüşmelerde Yargıtay gene ısrarla eski düşüncesinde duruyor. Buna rağmen uygulamada ne tür aksaklık doğduğu ileri sürülmemesine rağmen ısrarlı bir şekilde bu yasanın tekrar görüşülmesi isteniyor. Bunu Sayın Bakanla görüştüm; perşembe günü, Sayın Bakanla Meclis Genel Kurulunda görüştüm. Eğer bu konuda hukuksal açıdan bir sıkıntı olursa 2'nci maddeyi geri çekeceğini söyledi. Bir Bakanın sözüne güvenmeyip de kimin sözüne güveneceksiniz ki? Şimdi, görüşüyorum, Sayın Bakan "Ben bu konuda ısrarlıyım, geçirilmesinden yanayım." diyor. Peki, Sayın Bakan, bir buçuk yıl önce bu yasa taslağı komisyona geldiğinde, komisyonda, bu tasarının yanlış olduğunu hem Adalet ve Kalkınma Partisinin 22'nci Dönem milletvekilleri hem Cumhuriyet Halk Partisinin 22'nci Dönem milletvekilleri toptancı bir görüşle, ittifakla kabul etmişlerdi; şimdi, hangi gerekçeleri ileri sürerek bunu kaldırma ihtiyacı duyuyoruz? Siyaset ciddi bir iştir. Siyaset adamı kolay yetişmez ama bir siyasetçi perşembe günü bir parlamentere "Ben bu yasanın 2'nci maddesini çekiyorum" deyip de bugün "Çekmiyorum" diyorsa, Sayın Bakan, çabucak eskidiniz, çabucak. Bakanın sözüne güven duyulur. Bakanın sözüne güven duyulur. O sözü vermeseydiniz keşke. O düşüncelerinizi keşke bizimle paylaşmasaydınız. O konuda ısrarcı olabilirsiniz. O ısrarcı davranışınıza saygı duyarım sonuna kadar ama bir Bakan, perşembe günü Meclisin içinde "peki" demesine rağmen bugün farklı düşünüyorsa, Sayın Bakan, bir hafta on beş gün sonra başka bir değişiklikle gelmeyeceğinizin bana ne tür garantisini verebilirsiniz ki? Nasıl güven duyulabilir ki bu Hükûmete? Nasıl güven duyulabilir ki bu Hükûmetin getirdiği bürokratlara? Yani, bu işin bir ciddiyeti olur, yasa yapmanın bir tekniği olur. Bunlar yok. Bunlar yok. Yenisiniz Sayın Bakan ama daha önce komisyon başkanlığı yaptınız, onun getirdiği olanakları iyi değerlendirmeniz lazımdı. Bir parlamenter, bir siyasetçi söz vermişse o sözü yanlış da olsa arkasında durur. Durmanız gerekir Sayın Bakan, durmanız gerekirdi daha doğrusu. Ama, tabii ki siz farklı düşünebilirsiniz. Çünkü dün siyasette "Dün dündür, bugün bugündür." diyenleri gördük. Peki, bir buçuk yıl önce bu Kat Mülkiyeti Kanunu'nda yirmi dört maddede değişiklik yapılırken Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri olarak bizler, getirdiğiniz kat irtifakından kat mülkiyetine geçişteki cezaların yanlış olduğunu 22'nci Dönemde hem Parlamentoda hem Komisyonda söyledik. Şimdi, bizim dediğimize bir buçuk yıl sonra geliyorsunuz. Bu yurttaşa bu kadar ezayı, cefayı çektirmek sizi üzmedi mi? Bir buçuk yıl sonra bizim dediğimize geliyorsunuz. Bu cezaları kaldırıyoruz bugün. Peki, bir buçuk yıldır niçin bu kat sakinlerine bu cezayı uygun gördünüz? Bunun gerekçesi nedir? O gün de Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri Adalet Komisyonunda bu tür bir düzenlemenin yanlış olduğunu söyledi. O tür bir düzenleme Anayasa'nın mülkiyet hakkına karşıdır. Benim kendi mülkiyetimde ne tür davranışlar içerisinde olacağıma, ne tür hareket edeceğime yasal bir düzenleme yapamazsınız, yapamazsınız! Ama o gün de birileri size, o günkü Sayın Bakana bir şeyler söyledi, ikna ettiler, cezai yaptırım.. Tabii ki o cezai yaptırımdan dolayı başınız ağrıdı, bizim de devamlı, bir buçuk yıldır başımız ağrıyordu ve biz bir buçuk yıldır kamuoyunda onu söylüyorduk, "Bunu yapan Adalet ve Kalkınma Partililer." diyorduk, "Biz onları uyardık, bu Yasa'da değişiklik gerekir." diyorduk. Şimdi, bu Yasa'nın değiştirilmesi yönünde sizlerle hemfikiriz ama 12'nci maddede yapılan o değişiklik konusunda hukuksal açıdan ciddi endişelerimiz var, onu paylaşmaya çalıştık.
Bazı şeylerde, hukuk kurallarında maddi ölçüler düşünemezsiniz. İspat hukuku açısından gerekli olan koşullar var. Kat Mülkiyeti Kanunu'nda ciddi değişiklikler yapılmadı ama bu tür bir değişikliğin getireceği faydalar dilerim iyi olur ama hakikaten hukuksal alanda uygulanması açısından sıkıntılar göreceğinizi hissediyorum ve görüyorum.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; Parlamentonun çalışma programının bitmesine yakın olan günlerde gelen yasalardan birini görüşüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla) - Bağlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Ünlütepe.
HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla) - Elbette her madde üzerinde görüşmeler yapılsaydı çok daha yararlı olurdu ama geneline baktığımızda toplumun lehine olan yasalar, geneline baktığımızda Cumhuriyet Halk Partisinin bir buçuk yıl önce söylediği bu cezaların verilmesinin yanlışlığını bir buçuk yıl sonra düzeltiyorsunuz. İşte, Türkiye'yi bizim en az bir buçuk yıl gerimizden idare etmeye kalkıyorsunuz ve öyle yönetiyorsunuz.
Açıkçası bu konuda size desteğiz ama güven duygusu açısından baktığınızda Sayın Bakan, bakanın sözüne güvenilmelidir, bir bakan siyaset yapıyorsa, siyaset adamıysa çok daha ciddi davranışlar içinde olmalıdır diyorum.
Bu yasanın hem toplumumuz için hem yüce Meclisimiz için hayırlı ve uğurlu olması dileğiyle, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Gruplar adına başka söz talebi? Yok.
Şahısları adına? Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
37

2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- 634 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve (c) bendi yürürlükten kaldırılmıştır.
"a) Anagayrimenkulde, yapı veya yapıların dış cepheler ve iç taksimatı bağımsız bölüm, eklenti, ortak yerlerinin ölçüleri ve bağımsız bölümlerin konum ve büyüklüklerine göre hesaplanan değerleriyle oranlı arsa payları, kat, daire, iş bürosu gibi nevi ile bunların birden başlayıp sırayla giden numarası ve bağımsız bölümlerin yapı inşaat alanı da açıkça gösterilmek suretiyle, proje müellifi mimar tarafından yapılan ve anagayrimenkulün maliki veya bütün paydaşları tarafından imzalanan, yetkili kamu kurum ve kuruluşlarınca onaylanan mimarî proje ile yapı kullanma izin belgesi."
BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi? Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- 634 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve dördüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
"Henüz yapı yapılmamış veya yapısı tamamlanmamış bir arsa üzerinde kat irtifakının kurulması ve tapu siciline tescil edilmesi için o arsanın malikinin veya bütün paydaşlarının buna ait istem ile birlikte 12 nci maddenin (a) bendine uygun olarak düzenlenen proje ile (b) bendindeki yönetim plânını tapu idaresine vermeleri lazımdır. Kat mülkiyetine geçişte ayrıca yönetim plânı istenmez."
"Yapının tamamlanmasından sonra kat
Linkback: 5912 SAYILI KMK 'da DEGİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TASARISI ve MECLİS GÖR


Forum'da Daha Önce Verilen Cevaplar İle İlgili Küçük Bir Araştırma Yapınız. Özel mesajların kamuya faydası yoktur! Arama için Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor Üye ol Veya Giriş Yap

traffic.gif
  • Gösterim 8,496 
  • Kat Mülkiyetini İlgilendiren Kanunlar
  • 1 Yanıtlar

3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- 634 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve dördüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
"Henüz yapı yapılmamış veya yapısı tamamlanmamış bir arsa üzerinde kat irtifakının kurulması ve tapu siciline tescil edilmesi için o arsanın malikinin veya bütün paydaşlarının buna ait istem ile birlikte 12 nci maddenin (a) bendine uygun olarak düzenlenen proje ile (b) bendindeki yönetim plânını tapu idaresine vermeleri lazımdır. Kat mülkiyetine geçişte ayrıca yönetim plânı istenmez."
"Yapının tamamlanmasından sonra kat irtifakının kat mülkiyetine çevrilmesi, kat irtifakının tesci-line ait resmi senede ve 12 nci maddede yazılı belgelere dayalı olarak, yetkili idarece yapı kullanma izin belgesinin verildiği tarihten itibaren altmış gün içinde ilgili tapu idaresine gönderilmesi üzerine resen yapı-lır."
BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi? Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
4'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 4- 634 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 1- Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce kat irtifakı kurulmuş ve üzerindeki yapılar tamamlanıp yapı kullanma izin belgesi alınmış yapılarda, kat irtifakına sahip ortak maliklerden bi-rinin başvurusu veya yapı kullanma izin belgesinin yetkili idarece tapu idaresine gönderilmesi üzerine kat mülkiyetine resen geçilir."
BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi? Yok.
Bir adet önerge vardır, önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 409 sıra sayılı Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısının çerçeve 4 üncü maddesi maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ali Rıza Öztürk Halil Ünlütepe Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Mersin Afyonkarahisar Malatya
Turgut Dibek Şevket Köse
Kırklareli Adıyaman
"MADDE 4- 634 sayılı Kanununun geçici 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
GEÇİCİ MADDE 1- Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce kat irtifakı kurulmuş ve üzerindeki yapılar tamamlanıp yapı kullanma izin belgesi alınmış yapılarda, kat irtifakına sahip ortak maliklerden birinin başvurusu veya yapı kullanma izin belgesinin yetkili idarece tapu idaresine gönderilmesi üzerine zorunlu deprem sigortası poliçesi dahil başkaca hiçbir belge aranmaksızın kat mülkiyetine resen geçilir."
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) - Yeter sayı nedeniyle takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet?
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kat irtifakından kat mülkiyetine geçişi kolaylaştırmak amacıyla kat mülkiyetine geçişte ana gayrimenkulün yapı kullanma izin belgesi yeterli ve gerekli koşul görülmüş iken uygulamada tapu dairelerinin 587 sayılı Zorunlu Deprem Sigortasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 12 nci maddesinin ikinci fıkrasındaki " ... kamu kuruluşları zorunlu deprem sigortasının yaptırılmış ve priminin ödenmiş olduğu belgelenmedikçe bu sigortaya tabi binalarla ilgili tapu tescil işlemleri dahil hiçbir işlem yapmazlar." Hükmüne dayanarak her bağımsız bölüm için zorunlu deprem sigortası yaptırıldığına dair sigorta poliçesi istemektedirler. Bu da uygulamada kat mülkiyetini geçiş sırasında kat irtifak sahiplerinin tümünün aranıp bulunmasını zorunlu hale getirmektedir. Böylece kat irtifak sahiplerinin tamamı olmadan geçişi mümkün kılan bu kanuni düzenlemenin pratik olarak geçersiz kalması sonucu doğmaktadır. Bu da bu Tasarının getiriliş temel amacına esaslı bir aykırılık oluşturmaktadır. Önerge ile getirilmesi istenilen değişiklik ile geçici 1 inci maddenin " … gönderilmesi üzerine" ibaresinden sonra "zorunlu deprem sigortası poliçesi dahil başkaca hiçbir belge aranmaksızın" ibaresi eklendiği takdirde adı geçen 587 sayılı kanun Hükmünde Kararnameye dayanarak
38

her bağımsız bölüm için zorunlu deprem sigortası poliçesi istenilmeyecek, kat mülkiyetine geçişte bütün kat irtifak sahiplerinin aranıp bulunulması söz konusu olmayacak, vatandaşlar da gereksiz bir yükten kurtulacak ve böylece Tasarının getiriliş amacı gerçekleştirilmiş olacaktır.
BAŞKAN - Gerekçesini dinlediğiniz, Hükûmetin katıldığı, Komisyonun takdire bıraktığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 4'üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
5'inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 5- 634 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 2- 28/11/2007 tarihinden önce kurulan toplu yapılara ait yönetim planlarının bu Kanun hükümlerine uyarlanması amacıyla yapılacak ilk değişiklik için mevcut kat malikleri kurulunun salt çoğunluğu yeterlidir. Mevcut toplu yapı yönetimleri, değiştirilen yönetim planına göre yeni yöneticiler seçilinceye kadar geçici yönetim olarak görevini sürdürür. Toplu yapı yöneticisi seçimi, en geç yönetim planının değiştirilmesini takip eden üç ay içinde yapılır."
BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi? Yok.
Bir adet önerge vardır, önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısının 5 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Halil Ünlütepe Ali Rıza Öztürk Turgut Dibek
Afyonkarahisar Mersin Kırklareli
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Şahin Mengü
Malatya Manisa
"MADDE 5- 634 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
Geçici Madde 2- Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce kurulan toplu yapılara ait yönetim planlarının, bu Kanun hükümlerine uyarlanması amacıyla yapılacak ilk değişiklik için mevcut kat malikleri kurulunun salt çoğunluğu yeterlidir. Mevcut toplu yapı yönetimleri, değiştirilen yönetim planına göre yeni yöneticiler seçilinceye kadar geçici yönetim olarak görevini sürdürür. Toplu yapı yöneticisi seçimi, en geç yönetim planının değiştirilmesini takip eden üç ay içinde yapılır."
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) - Yüksek takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet?
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) - Katılıyoruz Başkanım.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
5711 sayılı Kanunun Geçici 3 üncü maddesi, Kanunun yürürlüğe girmesinden önce kurulan toplu yapılara ait yönetim planlarını, altı aylık süre içinde 634 sayılı Kanuna uyarlama olanağını sağlayan bir düzenleme olup, bu sürenin dolmuştur.
Tasarının 5 inci maddesi ile Kanuna eklenmesi öngörülen Geçici 2 nci maddede; yönetim planlarının bu Kanun hükümlerine uyarlanmasının, 28/11/2007 tarihinden önce kurulan toplu yapılar yerine, bugüne kadar geçen süre içinde kurulan toplu yapılara uygulanması ile bir boşluğun oluşmasını önlemek amacıyla bu değişiklik önergesi verilmiştir.
BAŞKAN - Gerekçesini dinlediğiniz, Hükûmetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge istikametinde 5'inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
6'ncı maddeyi okutuyorum:
MADDE 6- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi? Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
7'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 7- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi? Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Tasarının tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır. Milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum.
Saat 20.15'te toplanmak üzere birleşime ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.25
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 20.21
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN (Bingöl), Fatma SALMAN KOTAN (Ağrı)
-----0-----
39
Forum'da Daha Önce Verilen Cevaplar İle İlgili Küçük Bir Araştırma Yapınız. Özel mesajların kamuya faydası yoktur! Arama için Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor Üye ol Veya Giriş Yap

traffic.gif


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter Paylaş whatsapp

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Katmulkiyeti.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Katmulkiyeti.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz
sag taraf reklam alanı
sol taraf reklam alanı